17. Hukuk Dairesi 2016/8147 E. , 2019/2788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 02.03.2012 tarihinde davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacının annesi yaya ..."e çarparak ölümüne neden olduğunu, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, desteğin emekli olduğunu, davacının eşinden boşanıp 3 çocuğuyla birlikte annesiyle beraber yaşadığını, tek gelirlerinin annesinin emekli maaşı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 27.081,84 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 02/03/2012 tarihindren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (Sigorta şirketi poliçe limiti dahilinde dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 01/04/2013 tarihi dikkate alınarak 09/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla),5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Ltd Şti"den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ilişkindir. Anayasanın 35. ve 36. maddeleri ile 6100 sayılı HMK."nun 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Yine, 6100 Sayılı HMK."nun 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1 maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
Somut olayda; hükme esas alınan kusur ve hesap bilirkişi raporunun davalı ... vekiline 10.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davacı tarafın ıslah dilekçesinin 22.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak, bilirkişi raporlarına beyanda bulunması için yeterli sürenin verilmediği ve ıslah dilekçesinin tebliği beklenmeden 17.04.2015 tarihli celsede karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde, eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Davalı tarafa kusur ve hesap bilirkişi raporlarının usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek ve iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 12.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.