6. Ceza Dairesi 2017/2234 E. , 2017/1491 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli yağma suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 149/1-a-c-e, 168/2-3 ve 62. maddeleri uyarınca 7 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında aynı Kanun 58. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair, ANTALYA 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/11/2011 tarihli ve 2011/294 esas, 2011/696 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, infaz savcılığınca tekerrür konusunda tereddüt oluştuğundan bahisle karar verilmesi talebi üzerine, hükümlü hakkında verilen hapis cezasının 2. kez mükerrirlere özgü olarak infaz edilmesine dair anılan Mahkemenin 31/03/2015 tarihli ve 2015/384 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 09/04/2017 gün ve 3134-2017/Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/04/2017 gün ve KYB/2017/24293 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 05/05/2017 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
(Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.02.2012 gün ve 452/57 sayılı kararında da açıklandığı üzere, 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinde düzenlenmiş bulunan ve güvenlik tedbirlerine ilişkin bölümde yer alan tekerrürün, hükümlülüğün yasal sonucu olmaması nedeniyle, tekerrür koşullarının bulunup bulunmadığının ve kaçıncı kez tekerrür hükümlerinin uygulanacağının kararda gösterilmesi zorunlu olup, bu konuda 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98 ve devamı maddeleri uyarınca infaz aşamasında karar alınmasına yasal olanak bulunmadığı, hükümlü hakkında tekerrüre esas alınan Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/08/2009 tarihli ve 2009/110-756 sayılı ilamında hükümlü hakkında 1. kez tekerrür hükümleri uygulanması nedeniyle hükümlünün işbu infaza konu ilam yönünden 2.kez mükerrirlik şartlarını taşıdığı anlaşılmış ise de, kararda ikinci kez mükerrir olduğu belirtilmediği cihetle, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 12/03/2013 tarihli ve 2012/18507 esas, 2013/4438 sayılı, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 11/02/2013 tarihli ve 2011/26646 esas, 2013/2467 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, bu hususun hükümlü lehine kazanılmış hak teşkil ettiği, bu nedenle hükümlü hakkında 2. kez tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiştir.
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 17.11.2011 tarihli ve 2011/294 esas, 2011/696 sayılı kararı ile TCK"nun 149/1-a-c-e 168/2-3, 62. maddeleri uyarınca verilen 7 yıl 2 ay 20 gün hapis, 53 ve 58. maddelerine göre verilen mahkumiyet kararına karşı sanık savunmanı tarafından açılan temyiz davasını inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi 18.12.2013 gün, 2013/25407 Esas, 2013/25489 sayılı "Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3.maddesi uyarınca savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle zorunlu savunmana ödenen avukatlık ücretlerinin, dosyada yeterli mali gücü olmayan sanığa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırı biçimde yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verildiği,
5271 sayılı CMK"nın 326/2. maddesi uyarınca birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların yargılama giderlerinden sebebiyet verdikleri oranda ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekirken yazılı biçimde uygulama yapılması" eleştirisi ile düzelterek onandığı,
Yargıtay denetiminden geçen sanık ... hakkındaki mahkumiyet kararının bu hali ile kesinleştiği belirlenmiştir.
Yargıtayın temyiz yolu sonucu verdiği kararlara karşı sadece olağanüstü kanun yolu açık olduğu gibi bir mahkumiyet kararı yargı halini aldıktan, hatta infaza başlandıktan sonra kararda hata olduğunun anlaşılması halinde mahkumiyet hükmünde değişiklik davası, mahkumiyet hükmünü veren mahkemede açılır, ancak Yargıtay kararı değişecekse dava Yargıtay nezdinde açılmalıdır. "Mesela" davanın son kararda zamanaşımı nedeniyle düştüğü görülmeden temyiz davası reddedilmiş ise; düşme kararının esas mahkemeden değil Yargıtay"dan istenmesi gerekir. Ancak dava dosyasında yukarıda açıklanan bu koşullardan hiç biri mevcut değildir.
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 149/1-(a,c,e), 168/2-3, 62, 53, 58. maddelerine göre verilen kesinleşen mahkumiyet kararı; hükmü veren mahkeme tarafından aslına uygun ve yerine getirebilirliğini tastikle, devlet ile hükümlü arasında ilişkileri düzenleyen infaza görevli yanındaki Cumhuriyet Savcılığı"na verdiğinde, infaza görevli makamın bu aşamada ödev ve yetkisi ise, infaz edilebilir kararı hemen ve gecikmeksizin yerine getirmektir.
Hal böyle olunca; Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/294 Esas ve 2011/696 sayılı Yargıtay denetiminden geçen kararı, olağanüstü kanun yolu ile ortadan kaldırılmadığı sürece üzerinde hiç bir şekilde değişiklik yapılamayacağı düşünülmeden, Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı"nın talebi ile Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 31.03.2015 gün, 2015/384 D. İş sayılı hükmü kanunen yok hükmünde olup, yok hükmünde bir karara karşı olağanüstü kanun yolundan bahsedilemeyeceği dikkate alındığında 24.04.2017 tarihli yazılı emir talebinin REDDİNE, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiye karar verildi.