Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2480
Karar No: 2021/3824
Karar Tarihi: 08.04.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/2480 Esas 2021/3824 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/2480 E.  ,  2021/3824 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; ... Tıp Merkezi’nin sahibi olduğunu, sigortalı hastalara verdikleri sağlık hizmetlerine ilişkin 2011 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ve Aralık ayları fatura bedellerinden 69.679,30 TL kesinti uygulandığını, bu kesintilerin yerinde olmadığını beyanla fatura tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre sigortalı hastalardan, kadın doğum bölümünde olan 24 hasta ile ilgili yapılan işlemlerin standart tıbbi uygulamalara uymadığı ve yapılan kesintilerin hükümlerine uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davanın reddine karar verildiğine göre, yargılamada kendini vekille temsil ettiren davalı SGK lehine mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 69.679,30 TL dava değeri üzerinden 8.014,72 TL nispi vekalet ücretine karar verilmeli gerekçesiyle; davacının istinaf talebinin esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
    HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Somut uyuşmazlıkta; davacı, işletmekte olduğu tıp merkezinin kadın hastalıkları ve doğum branşında 2011 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ve Aralık aylarında verilen hizmetlere ilişkin faturalarından yapılan 69.679,30 TL haksız kesintinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf ise hastalara verilen tedavi hizmetlerinin uygun olmadığını, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmeye, SUT hükümlerine ve ilgili mevzuata göre yapılan kesintilerin yerinde olduğunu savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi kurulu raporunun denetime elverişli bulunması nedeniyle hükme esas alınması suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporuna davacı tarafça hasta bazında tek tek gerekçeleri bildirilmek suretiyle itiraz edilmiş ancak bu itirazları karşılar mahiyette ek bilirkişi raporu yahut yeni bir heyetten rapor alınmamıştır. Mahkemece mevcut rapor yeterli görülmüştür. Ancak davacının itirazlarının yerinde olup olmadığının belirlenmesi özel bir bilgiyi gerektirdiğinden eksik inceleme ile hüküm verilmiştir. O halde mahkemece yapılması gereken; tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davacı tarafın itirazlarını
    karşılayacak şekilde taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, SUT ve ilgili mevzuattan anlayan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktorlardan oluşan üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, itiraza uğramış, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK"nın 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, HMK"nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 08/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi