20. Hukuk Dairesi 2017/8469 E. , 2018/1497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVACILAR : ... - ...
MÜDAHİL DAVACILAR: ... Mirasçıları
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 105 ada 19, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 69, 90, 99; 112 ada 4, 5; 117 ada 12, 13 parsel sayılı taşınmazlardan;
105 ada 19 parsel sayılı 6045,47 m² yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla Mart 1320 tarih, 282 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle,
105 ada 46 ve 47 parsel sayılı sırasıyla 19224,77 ve 14464,23 m² yüzölçümündeki taşınmazlar tarla vasfıyla Mart 1320 tarih, 280 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle,
105 ada 53 parsel sayılı 3079,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz ahşap samanlık ve harman vasfıyla Mart 1320 tarih, 279 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle,
105 ada 54 ve 69 parsel sayılı sırasıyla 834,80 m² ve 7746,38 m² yüzölçümündeki taşınmazlar sırasıyla “iki katlı kargir ev ve bahçesi” ve “tarla” vasfıyla Mart 1320 tarih, 281 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle,
105 ada 55 ve 56 parsel sayılı sırasıyla 3041,18 m² ve 1875,87 m² yüzölçümündeki taşınmazlar Ahşap ev ve bahçesi vasfıyla Mart 1320 tarih, 278 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle,
105 ada 90 parsel sayılı 11247,37 m² yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle,
105 ada 99 parsel sayılı 6389,96 m² yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla Mart 1320 tarih, 284 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle,
112 ada 4 ve 5 parsel sayılı sırasıyla 14353,47 m² ve 13224,66 m² yüzölçümündeki taşınmazlar tarla vasfıyla Mart 1320 tarih, 285 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle,
117 ada 12 ve 13 parsel sayılı sırasıyla 4608,93 m² ve 3524,13 m² yüzölçümündeki taşınmazlar tarla vasfıyla Mart 1320 tarih, 283 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle,
Eflani Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/35 Esas sayılı dosyasında davalı olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılarak tespit edilmişlerdir.
Davacılar ... ve ... Asliye Hukuk Mahkemesine sundukları 02/09/2008 havale tarihli ortak dilekçelerinde sınırlarını bildirdikleri ... köyünde bulunan ve Mart 320 yoklama tarih, 278 ila 286 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kalan toplam 10 parça taşınmazın önceleri ...’nin iken ölümü ile kızı ve tek mirasçısı olan anneleri ...’a intikal ettiği ve davalı ...’in taşınmazlar üzerinde hiçbir hakkı olmadığı halde taşınmazlara müdahale ettiğini iddia ederek, davalı ...’in dava konusu taşınmazlara müdahalesinin men’ine karar verilmesi isteğiyle dava açmışlardır. Asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonunda davaya konu yapılan taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararıyla dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Müdahil davacı ... 18/03/2010 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu parsellerden 117 ada 12 sayılı parselin kendisine ait olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ve davalılardan ..."in davacıların murisi ..."e ait evin bulunduğu 105 ada 19, 47, 55 ve 90 sayılı parsellerin bulunduğu tarlalara yapmış olduğu müdahalenin önlenmesine,
... Köyü, 117 ada 12 sayılı parselin miras payları oranında müdahil davacı ... mirasçıları adlarına,
117 ada 13; 112 ada 5; 105 ada 46, 54, 56 ve 69 sayılı parsellerin miras payları oranında davalı ...’in murisi ... mirasçıları adlarına;
117 ada 53 sayılı parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (A, B ve C) ile gösterilen sırasıyla 1693,52 m²; 437,48 m² ve 948,00 m² yüzölçümündeki bölümlerden krokide (A) ile gösterilen bölümün miras payları oranında davalı ...’in murisi ... mirasçıları adlarına; krokide (B) ile gösterilen bölümün miras payları oranında davacıların murisi ... mirasçıları adlarına; (C) ile gösterilen bölümün ise arsa vasfıyla Hazine adına;
105 ada 19, 47, 55 ve 90 sayılı parsellerin miras payları oranında davacıların murisi ... mirasçıları adlarına;
105 ada 99 ve 112 ada 4 sayılı parsellerin miras payları oranında yine davacıların murisi olan ... mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tescillerine ve 105 ada 54 sayılı parsel üzerindeki evin... oğlu...’e ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı kanunun 2/B madde uygulama çalışmaları yapılmış olup işbu dava konusu taşınmazlar yönünden kesinleşmemiştir.
Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır şöyleki taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının malik haneleri Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı oldukları gerekçesi ile boş bırakılarak kadastro mahkemesine devredilmiş olup davada 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi koşulları mevcut olduğundan mahkemece Hazine, Orman ve ilgili köy tüzel kişiliğinin davaya katılımı sağlanmadan karar verildiğinden öncelikle taraf teşkili sağlanmalı davaya karşı diyecekleri ve delilleri sorulup bundan sonra işin esasına girilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Ayrıca dava konusu taşınmazlardan 105 ada 19, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 69, 99; 112 ada 4, 5; 117 ada 12, 13 parsellerin dayanağı Mart 1320 tarih 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284 ve 285 sıra nolu tapu kayıtları olup tapu kayıtlarının tüm geldi ve gitti kayıtları getirtilerek keşif sırasında mahallinde usulüne uygun şekilde uygulanmamış, çekişmeli taşınmazlara uyup uymadığı tespit edilmemiştir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı yasada gösterilmiştir. Dayanılan tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında çekişmeli taşınmazlar dışında revizyon görüp görmedikleri araştırılmalı, revizyon görmüş iseler revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kayıtlarına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları getirtilerek mahallinde önceki bilirkişiler dışında bir fen elemanı ve mahalli bilirkişiler aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte tapu kayıtları mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kayıtlarının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, dayanılan tapu kayıtları çekişmeli taşınmaza uyuyor ise tapu kayıt malikleri ile davalılar arasında akdi veya irsi irtibat bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra, alınacak orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukuki değerini yitirip yitirmedikleri değerlendirilmelidir.
Daha sonra tüm taşınmazlar ve belgesizden tespit gören 105 ada 90 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olup olmadığı yönünden araştırma yapılmalı ve taşınmazların eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, kadastro tespitinden 20 yıl önceki memleket haritası ve hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotograflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotografları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ve yine en eski hava fotoğraflarının ve dava tarihinden 20 yıl önceki hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile üç boyutlu incelenmesi yapılarak taşınmazların niteliği üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, fen ve ziraat mühendisleri huzuruyla dinlenmeli, yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.