7. Hukuk Dairesi 2015/7667 E. , 2015/10868 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Konya 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 09/12/2014
Numarası : 2014/560-2014/667
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, iş sözleşmesinin 15.11.2014 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazanacağı gerekçesiyle 31.07.2014 tarihli fesih bildirimiyle feshedildiğini, feshin geçersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesiyle birlikte iş kanunu 21. maddedeki haklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı işveren davacının halen kurumda çalışmaya devam ettiğini bu nedenle açılan davanın manasız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının halen işine devam ettiği ve 09.12.2014 tarihli celsede davacı tarafın beyanı ile de davacının yıllık izinde olduğu doğrulanmış olup davacının iş sözleşmesi feshedilmediğinden ve ortada bir fesih olmadığından geçersizliğinin tespiti de istenilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, re"sen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı sebebi ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır.
İş sözleşmesinin süre verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, Kanunun açık hükmü uyarınca işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Bir aylık süre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 161. ve 162. maddeleri dikkate alınarak belirlenir. Buna göre bir aylık süre başladığı güne takip eden ayda tekabül eden günün mesai bitiminde sona erer. Süre ay sonuna doğru başlayıp da bittiği ayın aynı günü yoksa müddet bu ayın sonunda biter. Tatil günleri süreye dahildir. Ancak sürenin son günü tatile tesadüf ederse tatilin ertesi günü son bulur.
Somut olayda, 31.07.2014 tarihli fesih bildiriminin davacı tarafa tebliğ edildiği ve işverenin gerçek fesih iradesinin 31.07.2014 tarihinde gerçekleştiği, davanın 26.08.2014 tarihinde ve yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça temyiz incelemesi sırasında dosyaya sunulan belgelerden fesih bildirimi ile başlayan ihbar önelinin bitmesinden sonra davacıya 93 günlük birikmiş yıllık izin kullandırıldığı ve 15.01.2015 tarihinde ilişiği yoktur denilerek ayrılışının 16.01.2015 tarihinde gerçekleştiği tespit edilmiştir.
İşveren 31.07.2014 tarihli fesih bildirimi ile fesih ireadesi yönünde işlemler yapmıştır. Davacının ihbar süresi içerisinde çalışması ve davacıya yıllık izin kullandırılması alacak davası ile alakalı hususlar olup fesih bildirimini ortadan kaldırmayacaktır. Mahkemece yazılı gerekçe ile davacının işe devam ettiği ve işverenin fesih iradesinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Davanın esasına girilerek tarafların göstereceği deliller toplanarak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.06.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.