Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/288 E, 2004/936 K. sayılı ilamının takip konusu yapıldığı, borçluya 4-5 örnek icra emri çıkarıldığı, icra emrinde ..... köyünde kayıtlı bulunan ..., ..., ... ve ... parsellerdeki 4/5 hissesinin ve yine aynı yerde bulunan ...parselin tamamının tapuda devrine ilişkin tasarrufların, alacak ve fer"ileri ile sınırlı olmak üzere yerine getirilmesinin talep edildiği görülmüştür. Borçlu şikayetinde yapılan takibin yasaya aykırı olduğunu belirterek iptalini istemiştir.
Takibe konu Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi"nin  2002/288 E, 2004/936 K. sayılı kararının hüküm bölümünde davanın kabulü ile ..., ..., ..., ... parseldeki 4/5 hissesinin ve ... no"lu parseldeki tüm hissenin M. K. adına kayıtlı bulunan tapu kaydının iptali ile iptal edilen bu hisselerin Y. K. adına tapu kayıt ve tesciline karar verildiği görülmüştür. Söz konusu işlem tapu kayıt ve tesciline ilişkindir. Bu durumda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 20.06.1951 tarih 13/5 sayılı kararı uyarınca Medeni Kanun"un (642) 1013/2 maddesi uyarınca mahkeme ilamına dayanan kimse doğrudan doğruya tescil işlemi yaptırabilir. Dolayısıyla somut olayımızda davacı olan taraf kazandığı davaya ilişkin olarak, almış olduğu taşınmaza ilişkin tapu iptal ve tescil kararını doğrudan doğruya tapu müdürüne göndererek tescili sağlaması gerekirken icra müdürlüğünce işlemin infazının istenmesi doğru değildir. Mahkemece istemin bu nedenle kabulüne karar vermek gerekirken reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.