17. Hukuk Dairesi 2016/7258 E. , 2019/2773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ...Ş."ye zorunlu trafik sigortalı kamyon ile müvekkilinin yolcusu olduğu davalı ...Ş."ye zorunlu trafik sigortalı minübüsün 20/12/2008 tarihinde karıştığı kazasoncuu müvekkilince %12 sakatlık oranını içeren rapor ile davalı ... şirketlerine müracaat edilerek bir miktar ödeme alınmış ise de, 18 ay sonra verilebilecek bir raporun 8. ayda alınmış olması ve yaptığı işe göre en az %50 sakatlık oranı alması gerekirken %12 oranında rapor alınmasının eksik olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için 1.000,00 TL tedavi gideri, 7.000,00 TL geçici ve daimi sakatlık olmak üzere toplam 8.000,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden işleyecek avans faiziyle sürücülerin kusurları oranında davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davalı ...Ş. tarafından 16/10/2012 tarihli sulh protokolü ve ibraname başlıklı belgede 101.157,00 TL ödeme yapıldığı, 17/02/2015 tarihli duruşmada davacı vekilince de imzalı beyanıyla bu hususunun teyit edildiği
anlaşılmakla adı geçen davalı yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden feragatin kapsamına faiz ve vekalet ücreti de dahil olduğundan bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, 6098 sayılı BK"nın 166. maddesi gereğince davalı ...Ş."nin bu ödemesiyle davalı ...Ş."nin 20/12/2008 tarihinde yaptığı 3.509,00 TL"lik ödemenin karar tarihine kadarki yasal faiziyle birlikte hesaplandığında bu miktarın 1.579,05 TL olduğu hesaplandığından müteselsil borçlu olan davalıların bu ödemesi kendi aralarındaki rücu ilişkisini ilgilendirdiğinden diğer davalı ... yönünden asıl alacak, vekalet ücreti, masraf, faiz hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin ancak gerçekten uğradığı zararı tazmine mecburdur. Bunun yanında işletenin, Karayolları Trafik Kanunu"nun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluğunun karşılanması sağlamak üzere 91. maddesinde mali sorumluluk sigortası yaptırılması öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; Kılıçoğlu Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Somut olayda davacı, davalı ...Ş."ye zorunlu trafik sigortalı araçta yolcu olup mahkemece alınan kusur bilirkişi raporunda davalı ...Ş.’ye zorunlu trafik sigortalı araç sürücüsü %85 oranında kusurlu, davalı ...Ş."ye zorunlu trafik sigortalı araç sürücüsü %15 oranında kusurlu bulunmuş, davacı taraf dava dilekçesinde sigorta şirketlerinden kusurları oranında tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı.. davadan önce davacıya 09.11.2009 tarihinde 3.509,00 TL ödeme yapmıştır. Davalı ...Ş. ise davadan önce davacıya 21.10.2009 tarihinde 11.764,00 TL ödeme yapmıştır. Davacı vekili 17.2.2015 tarihli celsede davalı ...Ş. yönünden sulh ve ibra olunduğunu, davadan feragat ettiklerini, davalı ...Ş. bakımından davaya devam ettiklerini beyan etmiştir. Dosya içerisindeki 16.12.2014 tarihli ibranameden davalı ...Ş. tarafından yapılan toplam 101.157,00 TL ödemenin; 60.000,00 TL’sinin anapara, 24.300,00 TL’sinin faiz, 2.595,00 TL’sinin masraf, 6.900,00 TL’sinin dava vekalet ücreti, 7.362,00 TL’sinin icra vekalet ücretine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacının toplam ham zararı 100.802,17 TL olarak belirlenmiştir. Ayrıca hesap bilirkişi raporunda davadan önce yapılan 3.509,00 TL ödeme, 11.764,00 TL ödeme ve davadan sonra ferileriyle birlikte yapılan toplam 101.157,00 TL ödemenin toplamı olan 116.157,00 TL ham zarar olan 100.802,17 TL’den mahsup edilerek davacının tüm zararının karşılandığı belirtilmiştir. Mahkemece davalı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, 6098 sayılı BK"nın 166. maddesi gereğince davalı ...Ş."nin bu ödemesiyle davalı ...Ş."nin 20/12/2008 tarihinde yaptığı 3.509,00 TL lik ödemenin karar tarihine kadarki yasal faiziyle birlikte hesaplandığında bu miktarın 1.579,05 TL olduğu hesaplandığından müteselsil borçlu olan davalıların bu ödemesi kendi aralarındaki rücu ilişkisini ilgilendirdiğinden diğer davalı ... yönünden asıl alacak, vekalet ücreti, masraf, faiz hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Davalı şirket tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmiştir. Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizinin de ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir. Oysa bilirkişi raporunda davadan önce yapılan ödeme güncellenmeden tazminattan aynen mahsup edilmiştir. Mahkemece ise yanılgılı değerlendirmeyle ...nin kaza tarihinden sonra, dava tarihinden önce yaptığı ödeme kaza tarihinden karar tarihine kadar güncellenmiştir. Ayrıca davalı ...Ş. tarafından davadan sonra yapılan ödemenin sadece 60.000,00 TL’sinin ana para alacağı olduğu gözetilmeden, ferilerle birlikte yaptığı tüm ödeme ham zarardan mahsup edilmiştir. Davacının toplam ham zararı olan 100.802,17 TL’den hakkında davadan feragat edilen davalı ...Ş.’nin %85 oranında kusuruna denk gelen kısım 85.681,84 TL olup davalı ...Ş.’nin davacıya asıl alacak için yaptığı ödemeler toplamı 71.764,00 TL’dir. Davacı sadece bu davalı yönünden davadan feragat etmiş ve dava dilekçesinde sigorta şirketlerinden kusurları oranında tazminat talep etmiştir. Bu durumda yapılması gereken öncelikle davacının ham zararı olan 100.802,17 TL’nin davalı ...Ş.’nin %15 kusur oranına denk gelen kısmını (15.120,32 TL) tespit ettikten sonra, davalı ...Ş. tarafından davadan önce 09.11.2009 tarihinde yapılan 3.509,00 TL ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar güncellenerek 15.120,32 TL’den mahsup edilmek suretiyle bakiye kısım yönünden davalı ...Ş.’nin sorumluluğuna hükmedilmesi iken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ...Ş. yönünden BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.