11. Hukuk Dairesi 2016/13081 E. , 2018/569 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.03.2016 tarih ve 2015/254-2016/277 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden müvekkilinin farklı tarih ve meblağlarda krediler kullandığını, davalı bankaca haksız komisyon ücretleri kesildiğini ileri sürerek 29.615,00 TL’nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının tacir olduğunu, taraflar arasında genel kredi sözleşmesi olduğunu, yapılan kesintilerin sözleşmenin eki niteliğinde bulunan geri ödeme planında kararlaştırıldığını, yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; dava konusu sözleşme, düzenleniş şekli ve içeriği itibariyle iltihaki sözleşme niteliğinde olduğu, somut uyuşmazlığın haksız şarttan kaynaklandığı, bankanın ancak davaya konu kredilerin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları davacıdan isteyebileceği, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredinin ticari kredi olduğu, kredinin kullandırılması sırasında banka tarafından ücret tahsil edildiği, hükme esas alınan ve denetime elverişli olduğu anlaşılan bankacı bilirkişi raporu ile, ekspertiz ücreti ve peşin komisyon adı altında alınan toplam 25.563,51 TL"nin zorunlu olarak alınması gerekli bir gider olmadığı, haksız şart teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden alınan komisyon bedellerinin iadesi istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine göre tarafların sözleşme içeriğini kanunun belirlediği sınırlar dahilinde serbestçe belirleyebileceği düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki 2010 tarihli genel kredi sözleşmesinin 8. maddesinde davalı bankanın komisyon ücreti alabileceği hususunun düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bakanlar Kurulu’nun 2006/11188 sayılı Kararı çerçevesinde çıkarılan 2006/1 sayılı Tebliğin 4. maddesiyle bankaların alacakları masraflar konusunda tahdit bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece sözleşmenin komisyon alınacağına ilişkin hükmünün haksız şart olarak nitelendirilmesi doğru olmadığı gibi, sözleşme tarihi itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanamayacak olan 6098 sayılı Kanun’da düzenlenmiş olan genel işlem koşullarının varlığının araştırılmasına da yer yoktur. Kural olarak sözleşmeye konulan hüküm ile davalı bankanın komisyon alabileceğinin kabulü gerekir. Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde alınacak komisyonun tutarı, maktu olup olmadığı, nispi ise matrahı ve matraha uygulanacak oran belirlenmemiştir. Davalı bankanın aldığı komisyon
tutarının Dairemizin istikrarlı uygulaması çerçevesinde emsal bankaların uygulamaları nazara alınarak denetlenmesi gerekir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda bu hususta bazı donelere yer verilmişse de herhangi bir inceleme ve hesabi değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece emsal banka uygulamaları araştırılarak ve gerekirse uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacının istirdatını talep edebileceği komisyon tutarının belirlenmesi gerekirken mahkemece eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.