17. Ceza Dairesi 2019/5237 E. , 2019/10272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında katılanlar ..., ..."a yönelik hırsızlık, konut dokunulnmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından, katılanlar ..., ..., ..., ... ve mağdur ..."a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından, katılanlar ... ve ..."e yönelik hırsızlık suçlarından, sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihlerine göre dosya görüşüldü;
Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ..."e yönelik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/1 maddesine konu konut dokunulmazlığının ihlali suçu ile mağdur ..."a yönelik 5237 sayılı TCK’nun 151/1 maddesine konu mala zarar verme suçlarından dolayı zamanaşımı süresi içerisinde kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
I- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılanlar ... ve ..."a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından, katılan ...’ya yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından, katılan ...’e yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, sanık ..."nin Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2013 tarih, 2010/973 Esas ve 2013/3 Karar sayılı karar ile verilen 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası ile mükerrir olmasına rağmen kararda mahkeme adının Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesi olarak belirtilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanıklar ... ve ..."nin, sanık ... müdafiinin, temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden reddiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık ..."ın bir suç işleme kararının icrası kapsamında farklı zamanlarda diğer sanıklardan suça konu hayvanları satın almak suretiyle atılı suçu zincirleme olarak işlediği anlaşılmakla, sanık hakkında belirlenen cezada 5237 sayılı TCK"nun 43/1 maddesi uyarınca arttırım uygulanması gerekirken uygulanmaması sonucu eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, sanık ..."ın adli sicil kaydının incelenmesinden, Tarsus 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2006 tarih, 2005/570 Esas ve 2006/563 Karar sayılı kararı ile kasten yaralama suçundan dolayı aldığı, 01/07/2009"da kesinleşen ve 02/03/2015 tarihinde yerine getirilen 4 yıl hapis cezası ile mükerrir olduğu, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nun 58/6-7. maddesi uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi göndermesiyle 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında yer alan "Yasal ihtarlara rağmen ödenmeyen adlî para cezasının HAPSE ÇEVRİLMESİNE" cümlesinin çıkarılarak yerine "Sanık, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına, günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce belirlenmesine, hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamının açık ceza infaz kurumunda yerine getirilmesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- A- Sanık ..."nin katılanlar ve mağdura yönelik suçlarından dolayı kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararında, aynı yargı çevresindeki Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/11/2018 tarih 2018/339 Esas - 2018/536 Karar sayılı kararında farklı yargı çevresindeki Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmalardan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın hükmün açıklandığı son duruşmada hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğunun belirtildiği, UYAP"ta yer alan bilgilere göre hükmün açıklandığı duruşmanın yapıldığı 23/01/2015 tarihinde başka bir suçtan dolayı Mersin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi bulunmayan sanığın, duruşmaya getirilmesi ya da SEGBİS aracılığıyla bağlanılması suretiyle duruşmaya katılımının sağlanması gerekirken yokluğunda mahkumiyetine karar verilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
B- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılanlar ... ve ..."a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Kolluk tarafından düzenlenen 01/05/2013 tarihli Kroki"de suça konu hayvanların çalındığı ağıl herhangi bir konutun eklentisi olarak gösterilmemesine ve katılanların da ağılın konutlarının eklentisi olduğuna yönelik bir beyanda bulunmamalarına rağmen sanıkların 5237 sayılı TCK"nun 116/4 maddesine konu konut dokunulmazlığının ihlali suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
2- Hayvan barınağı niteliğinde olan ve konut eklentisi olduğuna dair delil bulunmayan ağıldan suça konu hayvanların çalınması şeklindeki eylemin 5237 sayılı TCK"nun 142/2-g maddesine konu hırsızlık suçunu oluşturmasına rağmen sanıkların aynı Kanun"un 142/1-b maddesi uyarınca cezalandırılması sonucu yazılı şekilde eksik ceza tayini,
Kabule göre de;
3- Sanıkların atılı suçları tam olarak hangi zaman diliminde işlediği tespit edilmeksizin eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçe ile suçların gece vakti işlendiğinin kabulü sonucu sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nun 143 ve 116/4 maddelerinin uygulanması,
4- Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5- Sanık ..."nin Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2013 tarih, 2010/973 Esas ve 2013/3 Karar sayılı karar ile verilen 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası ile mükerrir olmasına rağmen kararda mahkeme adının Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesi olarak belirtilmesi,
C- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılan ...’e yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Hayvan barınağı niteliğinde olan ve konut eklentisi olduğuna dair delil bulunmayan ağıldan suça konu hayvanların çalınması şeklindeki eylemin 5237 sayılı TCK"nun 142/2-g maddesine konu hırsızlık suçunu oluşturmasına rağmen sanıkların aynı Kanun"un 142/1-b maddesi uyarınca cezalandırılması sonucu yazılı şekilde eksik ceza tayini,
Kabule göre de;
2- Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Sanık ..."nin Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2013 tarih 2010/973 Esas - 2013/3 Karar sayılı karar ile verilen 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası ile mükerrir olmasına rağmen kararda mahkeme adının Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesi olarak belirtilmesi,
D- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur ..."a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanıkların atılı suçları tam olarak hangi zaman diliminde işlediği tespit edilmeksizin eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçe ile suçların gece vakti işlendiğinin kabulü sonucu sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nun 143 ve 116/4 maddelerinin uygulanması,
2- Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Sanık ..."nin Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2013 tarih 2010/973 Esas - 2013/3 Karar sayılı karar ile verilen 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası ile mükerrir olmasına rağmen kararda mahkeme adının Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesi olarak belirtilmesi,
E- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılan ..."a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/03/2015 tarih 2014/10-613 Esas 2015/35 Karar sayılı kararında yer alan "Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir." şeklindeki açıklamaların yer aldığı, katılanın çalınan hayvanlarının sanıklardan ya da sanıkların hayvan sattıkları kişilerden ele geçirilmediği anlaşılmakla, sanıkların atılı suçları işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve inandırıcı bir delil elde edilemediği gözetilmeksizin beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... ile sanık ... müdafiinin temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMK"nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının GÖZETİLMESİNE, 09/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.