Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının 4603 sayılı Kanun’a 4743 sayılı Kanun ile eklenen geçici 6. maddenin 4. fıkrası gereğince başka bir kamu kurumuna nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı’na bildirildiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalı işverence iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğinin kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davalı bankada son olarak müdür olarak çalışmakta iken davalı işverence 4603 sayılı Kanun’un geçici 6/4. maddesi gereğince ihtiyaç fazlası olduğu belirtilerek başka bir kamu kurumuna nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmiştir.
4603 sayılı Kanun’a 4743 sayılı Kanun’la eklenen geçici 6/4. maddesinde “25.11.2000 tarihinde bu bankalarda çalışan personelden özel hukuk hükümlerine geçirilenlerin hizmet sözleşmelerinin 31.12.2003 tarihine kadar, bankaların disiplin yönetmelikleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla 1475 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi dışında kalan sebeplerle bankalar tarafından feshedilmesi halinde söz konusu personel hakkında bu Kanun’un geçici 1. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca işlem tesis edilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilir. Bu kapsamda olan personele sözleşmenin feshi sebebiyle ihbar ve kıdem tazminatı ödenmez. Bankaların kurduğu, kuracağı ve iştirak ettiği veya edeceği bilgi sistemleri ve/veya alternatif dağıtım kanalları amaçlı şirketlere bu bankalardan geçen ve T.C. Emekli Sandığı ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20. maddesi uyarınca kurulan Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı ile irtibatları devam eden personelden isteyenlerin anılan sosyal güvenlik kurumları ile irtibatları devam eder. Bu fıkra hükümleri bu personel hakkında da uygulanır” kuralına yer verilmiştir.
Davalı bankaca yapılan işlem anılan kanuni düzenlemeye dayandığından, fesih için geçerli sebebin mevcut olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
H ü k ü m: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 280,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 13.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.