Esas No: 2022/7307
Karar No: 2022/11005
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7307 Esas 2022/11005 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/7307 E. , 2022/11005 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi
Dava, davacının 15.12.2006 tarihinde maruz kaldığı iş kazası nedeniyle kısa vadeli sigorta kolları üzerinden sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasına yönelik sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; dava dilekçesinde davacının 15.12.2006 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu uğradığı maluliyetinin %12'den fazla olduğunu, en az %60 olması gerektiğini beyanla, maluliyet oranının tespitine karar verilmesi yönünde talepte bulunmuş,10.10.2020 tarihli duruşmada davacı vekili,taleplerinin iş kazası sonucu oluşan kısa vadeli sigorta kolları kapsamında gelir bağlanması gereğini öngören sürekli iş göremezlik oranının tespiti olduğu yönünde beyanda bulunmuştur.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, davacının 15.12.2006 tarihinde uğradığı iş kazası ile ilgili Kuruma müracaatının olduğunu ve maluliyetinin tespitini istediğini, müracaatı üzerinde davacının hastaneye sevkinin yapıldığı ve ilgili hastane raporunda maluliyet oranının belirtilmediğini, ... Kocatepe Hastanesinden iş kazası ile ilgili olarak rapor düzenlenmesinin istendiğini, henüz sonuçlanmadığını ancak sonuçlandığında davacının malül ve maluliyetinin %10 oranı aşması halinde davacıya gelir bağlanacağını, davacının malul kaldığı ve maluliyetinin %60 olması gerektiği iddiasının davacının çalışmalarının bulunması nedeniyle rahatsızlığının iyileşebilir bir rahatsızlık olduğu ve uzuv kaybı bulunmayan bir rahatsızlık olmadığı olgusunu güçlendirdiğini savunup davanın reddini talep etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Feri Müdahil işveren vekili, ... 9. İş Mahkemesinin 2011/384 Esas sayılı dosyasında görülen tazminat davasında bu davanın bekletici mesele yapıldığın, iş kazası olayından 5 yıl sonra bu davanın açıldığını, davacının emekli olmak için bu davayı açtığını beyanla davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince; “...Davacı tarafça davacının 15/12/2006 tarihli trafik iş kazası nedeniyle uğradığı maluliyetin tespiti talep edilmekle,
SGK Kocatepe - ... Sosyal Güvenlik Merkezinin 23/02/2015 tarihli raporu ile davacının sürekli iş göremezlik derecesinin %(0) olarak belirlendiği,
Davacı tarafça karara itiraz edilmekle mahkememizce alınan SGK Yüksek Sağlık Kurulu'nun 19/02/2016 tarihli raporu ile "Sigortalının 15/12/2006 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle ortaya çıkan arızaları Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre değerlendirildiğinde maluliyetinin gerekmediğine" şeklinde karar verildiği,
İtiraz üzerine Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 05/09/2018 tarihli 15350 nolu raporda "Davacının 15/12/2018 tarihli 15350 nolu raporda "Davacının 15/12/2006 tarihinde geçirdiği iş kazasına bağlı yaralanmasının 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü Hükümleri Kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, şeklinde belirtildiğinin görüldüğü,
Dosya kapsamı hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde SGK Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kocatepe Sosyal Güvenlik Merkezi kararının, gerek Yüksek Sağlık Kurulu gerekse Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporları ile doğrulandığı, davacının iş kazasına bağlı sürekli iş göremezlik iddiasının kanıtlanmadığı...” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili, müvekkilinin iş göremezliğinin kaza tarihinden başlayarak giderek arttığını ve müvekkilinin yıllardır ancak baston yardımı ile yürüyebildiğini, iş göremezliğine neden olan olayın geçirdiği trafik kazası olduğunu, işverenin tahsis ettiği araçta trafik kazası geçirdiğini ve ilk tedavisindeki bulgunun da arazlı bölgesinde yumuşak doku travması olması nedeniyle bu aşamadan sonra gelişen tüm komplikasyonların da bu travma ile bağlantılı olmasının hayatın olağan akışı gereği olduğunu, geçirdiği trafik kazası ile işgöremezliği arasında illiyet bağı kurulamadığına ilişkin bilirkişi raporlarına itibar edilemeyeceğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
B-BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; “...Davacının geçirmiş olduğu iş kazasından kaynaklı sürekli iş göremezliğe neden olacak düzeyde bir hastalığının bulunmadığı, davacının iddiasındaki sağlık sorunu ile iş kazası arasında illiyetin bulunmadığı Yüksek Sağlık Kurulu raporu ve Adli Tıp Kurumu 3'üncü İhtisas Dairesi raporunda birbiri ile uyumlu olacak şekilde ortaya konulmuş olmakla ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir...” gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, dair hüküm tesis edilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; istinaf dilekçe içeriğini tekrarla kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları'na dair 95. maddesinde (506 sayılı Kanunun 109. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Buna göre, Kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kurulu'na itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı, diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı Başkanlıklarınca ya da S.S. Yüksek Sağlık Kurulu'nca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin 6754 sayılı Yasayla değişik 2659 sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanunu'nun 26. maddesi gereği Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2.Üst Kurulu tarafından giderilerek, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur.
Dosyada yer alan 05.09.2018 tarihli Adli Tıp 3. İhtisas dairesince verilen raporda ".... ...’in Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’nın 22.11.2010 tarihli epikrizinde L4-5, L5-S1 bulging ve L4-5 listezis nedeniyle L4-5 sağ foraminatomi + L4-5 posterior enstrüman + L5 hemilaminektomi operasyonu yapıldığı ancak dosya içerisinde olay tarihli yeterli tıbbi belge olmadığından 15.12.2006 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası ile illiyetinin kurulamadığı, iş kazasına bağlı yaralanması 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı...” şeklinde tespitinin bulunması karşısında,Mahkemece davacının 15.12.2006 tarihli iş kazası nedeniyle gördüğü tedavilere ilişkin dosya içeriğine alınmamış başkaca tıbbi kayıt ve belgelerinin var olup olmadığı gerekirse davacıdan ve ilgili tıbbi kuruluşlardan sorulmak suretiyle araştırılmalı, buna göre yukarıda anılan prosedür de işletilmek suretiyle davacının iş kazasına bağlı sürekli iş göremezlik durumuna girip girmediği, varsa derecesinin belirlenmesi hususuna ilişkin bir karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemenin, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 21.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.