Esas No: 2021/6223
Karar No: 2022/10994
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/6223 Esas 2022/10994 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/6223 E. , 2022/10994 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : Bandırma İş Mahkemesi
Dava, iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; eşi/babaları ...'un davalıya ait işyerinde 18/03/2016 tarihinde montaj için açılan Baski çukuruna tamir için girdiği sırada meydana gelen toprak kaymasının altında kalması suretiyle meydana gelen iş kazası neticesinde vefat ettiğini, davalı işveren tarafından gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamış olduğunu, iş kazasının gerçekleşmesinde müteveffa desteğe atfedilecek bir kusurun olmadığını, tüm kusurun davalı işverende olduğunu, vefat nedeni ile büyük maddi ve manevi zarara uğradıklarını, eşi/babalarının desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek her bir davacı için 150.000,00'er TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 100.000,00 dava masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, iş kazalının hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak ... Çevre Peyz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. çalışanı olduğunu, davanın husumet yönünden reddini, ilgili şirkete ihbarını istediklerini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, manevi tazminatın bölünemeyeceğini, iş kazalıya eğitimlerin verildiğini, iş kazasında tüm kusurun müteveffada olduğunu, işyerinde her türlü iş güvenliği eğitiminin verildiğini, ekipmanların bulunduğunu, davalıya kusur atfedilemeyeceğini, kıdem tazminatının davacıya ödendiğini, dava ile ileri sürülen taleplerin fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince; “Davacının davasının kısmen kabulü ile,
1-) Davacı ... için 141.871,18 TL maddi tazminatın (20.000 TL olarak yapılan geçici ödeme tahsilde tekerrür olmadan) ve 60.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-) Küçük ... için 74.897,16 TL maddi tazminatın ve 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-) Küçük ... için 5.522,26 TL maddi tazminatın ve 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; meydana gelen iş kazasında davalı şirketin %90 oranında kusurlu olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “Davacıların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353-(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: Miras bırakan ...’un vefat ettiği tarihte 30 yaşında olduğu,işverenin yüzde 90 oranında kusurlu olduğu geride kalan eş ...’in, vefat ettiği tarihte 30, çocuk ...’in 9, ...’ın ise 2 yaşında olduğu,bu sebeple çocukların babasız büyümesinin, bir kadının henüz 30 yaşında hayat arkadaşını kaybetmiş olmasının tarifsiz bir acı olduğu, buna rağmen mahkeme tarafından takdir edilen manevi tazminat tutarlarının son derece düşük ve manevi zararlarını karşılayamayacak miktarda olduğundan bahisle davacılarda duyulan elemi gidermediği için manevi tazminatın tam kabule hükmedilmesini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse de olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hâkimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hâkimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Somut olayda, davalı Balıkesir Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü sorumluluk sahası içindeki içme suyu ve kanalizasyon arıza, bakım-onarım işlerini 30.12.2015 tarihli sözleşme kapsamında üstlenen dava dışı ... Çevre Peyzaj İnş.San.Tic.Ltd.Şti. sigortalısı kazalı ...’un 18.03.2016 tarihinde, Paşa Mah.İlhan Taylan sokakta kanalizasyon kazı işinde çalışırken, 60 cm genişlikte 170-180 m derinlikteki kanal kazı alanında tek başına bulunduğu halde, yukarıda gözcülük yapan iki çalışma arkadaşının kayma var uyarısı üzerine kaçmaya çalışırken meydana gelen göçüğün altında kalması sonucu kaldırıldığı hastanede ertesi günü vefat etmesi ile meydana gelen iş kazasında, davalı işverenin %90, kazalının %10 kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda müteveffa sigortalının uğradığı iş kazasının meydana gelmesindeki kusur durumu, olayın meydana geliş biçimi dikkate alındığında davacı eş ... lehine 60.000 TL, çocuk ... lehine 15.000 TL, çocuk ... lehine 30.000 TL olarak hükmedilen manevi tazminat miktarlarının bu davacılar yönünden sigortalının vefatı nedeniyle uğradıkları manevi kaybı tazmin etmekten uzak olup; manevi tazminatların çok az olduğu açıktır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacı eş ile çocuklarının iş kazası neticesinde vefat eden yakınları sigortalının kaybı nedeniyle hakkaniyete uygun ve davacılardaki manevi kaybı tazminle uyumlu bir miktar manevi tazminata hükmetmekten ibarettir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.