Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17600
Karar No: 2015/10834
Karar Tarihi: 02.06.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/17600 Esas 2015/10834 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2014/17600 E.  ,  2015/10834 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana 4. İş Mahkemesi
    Tarihi : 09/07/2014
    Numarası : 2012/123-2014/606

    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2- Davacı davalı şirketin S.. B..na bağlı hastanelerin veri kayıt bölümü işini aldığını, davacının da bu kapsamda şirket işçisi olarak 01/05/2005-14/01/2012 tarihleri arası veri giriş elemanı ve tomografi ünitesinde raportör olarak çalıştığını, iş akdine işverence haksız olarak son verilmesine rağmen fesih sonrası hak ettiği alacakların ödenmediğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
    Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
    Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir .
    Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesine göre, günde yedibuçuk saat çalışılması gereken işlerde çalışan işçinin, yedibuçuk saati aşan çalışma süreleri ile yedibuçuk saatten az çalışılması gereken işler bakımından Yönetmeliğin 5 inci maddesinde sözü edilen günlük çalışma sürelerini aşan çalışmalar, doğrudan fazla çalışma niteliğindedir. Sözü edilen çalışmalarda haftalık kırkbeş saat olan yasal sürenin aşılmamış olmasının önemi yoktur.
    Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
    Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır . Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
    Davacı dava dilekçesinde davalı işyerinde sabah 06.00- 18.00 saatleri arasında çalıştığını bazen daha geç saatlere kadar çalıştığını iddia etmiştir.
    Davalı davacının fazla mesai alacağının bulunmadığını, işçilik alacaklarına ilişkin hastane kayıtlarının ve HBYS otomasyon sisteminin incelenmesi gerektiğini savunmuştur.
    Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları davalı şirketin Adana Devlet Hastanesi"nin bilgi işlem işlerini yaptığını, davacının taşeron şirket işçisi olarak 2005 yılında çalışmaya başladığını, hastanede tomografi ve emar bölümündeki raporların yazılması işinde çalıştığını, ilk işe girdiklerinde Birim Ltd. şirketinin olduğunu , çalışmalarına hiç ara vermediklerini, davalı şirketin sözleşmesinin bitmesi sebebi ile davacının işten çıkartıldığını, mesai saatlerinin tek vardiya 06.00-19.30 saatleri arası olup haftanın 7 günü çalışıldığını, ancak 07.30 a kadar makinenin kilitli olup bu saatte kart basımı yapıldığını, akşam da saat 16.30 kart basımı yapılıp çalışmaya devam edildiğini, zamanında kart basmayanlar hakkında tutanaklar tutulduğunu , davacının evden de uzaktan kontrol yöntemi ile doktorların ses cihazıyla kontrol edildiğini, dini bayramlarda bir gün tatil yapıp kalan günlerde mesai yapıldığını; beyan etmişlerdir
    Dinlenen davalı tanıkları davacının, 2005 yılından beri Devlet Hastanesi"nde taşeron şirket işçisi olarak çalıştığını, ilk işe girdiklerinde Birim Bilgi firmasının olduğunu , daha sonra Sisoft firmasının geldiğini, 14.01.2012 tarihinde ihale sona erdiği için davacının işten ayrıldığını, en son asgari ücretin %20-25 fazlasını aldığını, ayrıca 100,00TL.civarında yemek ve yol ücreti aldığını, haftanın 5 günü 07.30/08.00-17.00 saatleri arası çalışıldığını, 1 saat yemek molası verildiğini, hafta sonu mesai yapılmadığını, maaşların bankadan yatırıldığını, emir ve talimatları şirket yetkilisi ve hastane görevlilerinin verdiğini beyan etmişlerdir.
    Mahkemece davacı iddiası ile davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda ,davacının haftanın 7 günü , 06.00-18.00 saatleri arası 1,5 saat ara dinlenmesi dışında günde 10,5 saat çalıştığının kabulü ile günde 3 saatten haftada 21 saat fazla çalışma karşılığı fazla çalışma ücreti alacağı olduğu kabul edilmiştir.
    Somut olayda dosyaya davalı vekili tarafından davacının işyerinde kullandığı bilgisayarın hastane kayıt sistemine giriş çıkış kayıtlarının cd içerisinde sunulduğu anlaşılmakla bilirkişi tarafından bu kayıtların incelenerek davacının fazla mesai yapıp yapmadığının tespiti gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi