Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7940
Karar No: 2022/11108
Karar Tarihi: 22.09.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7940 Esas 2022/11108 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 5510 sayılı Yasa'nın 81. maddesi uyarınca %5 puanlık Hazine desteği ve fazla ödenen primlerin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu olduğu belirtilerek, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesi ve Anayasa'nın 153. maddesi olarak belirtilmiştir. Ek 17. madde ise dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilirken mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir hükmünü içermektedir.
10. Hukuk Dairesi         2022/7940 E.  ,  2022/11108 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Davacı, 5510 sayılı Yasa'nın 81. maddesi uyarınca %5 puanlık Hazine desteğinden yararlandırılmasına ve fazla ödenen primlerin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak ilamında belirtildiği şekilde, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra Tetkik Hakimi ... tarafından hazırlanan raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    Mahkemece uyulan bozma ilamında “5510 sayılı Yasanın 81’inci maddesi hükümlerinden faydalandırılma ve fazla ödenen tutarın iadesi istemi ile 06/02/2014 tarihinde açılmış eldeki davada, mahkemece verilen 02/02/2015 tarihli ilk karar ile davanın kabulüne dair karar verilmiş, bu kararın temyizi aşamasında ise 01.04.2018 tarihi itibari ile 7103 sayılı Yasanın 70. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen ek 17. maddesi yürürlüğe girmiş ve dairemizce anılan ek 17. madde hükümlerinin dikkate alınması gereğine işaret edilerek kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına dair karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, mahkemece dikkate alınan bozma ilamı içeriğinde yer alan, 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesinin 4. fıkrası hükmündeki “Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu'nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. Sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş ve karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.
    Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi hükümlerine göre, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulü doğal olup, bu yönde bir uygulama yapılmasına imkânı yoktur. Belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları, bozma kararları ile oluşan usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler. Buna göre; usuli kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği takdirde artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre karar verilir. Şu halde, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı karşısında, yeni oluşan durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
    Eldeki davada ise, Mahkemece, bozma ilamına uyularak sürdürülen yargılama sonucunda “davacı alacağının tahsil edilmiş olması nedeni ile (ek 17 maddesi 4.fıkranın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına denmesinin mümkün olmasa da) hukukun genel hükümleri kapsamında borç ödendiğinden” bahisle “konusuz kalma nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    Davanın konusunun kalmadığından bahsedebilmek için, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tüm tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gerekir.
    Somut olayda; davacı vekili, davalı Kurum’dan Mahkemenin 16.01.2015 tarih ve 2014/181 Esas ve 2015/57 sayılı Kararı doğrultusunda 164.045,40 TL nin 11.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte hesabına ödenmesini 20.02.2015 tarihinde istemiş, davalı Kurumca söz konusu karar gereği 164.045,40 TL ana para 11.06.2012 tarihinden itibaren işlemiş faizi olarak 41.379,89 Tl. faiz tahakkuku ile birlikte toplam 205.425,29 TL olarak 07.04.2015 tarihinde Mersin 8. İcra Müdürlüğünün 2015/3754 sayılı takip dosyasına gönderilmek üzere emanete alınmış, 08.04.2015 tarihinde icra dosyasına ödenmiş, davacı işyeri ve vekili tarafından konu ile ilgili Kuruma herhangi bir geri ödemede bulunulmamıştır. Hal böyle olunca kesinleşmemiş ilamın infazının söz konusu olması halinde, icra tehdidi altında davalı Kurumca yapılan ödemenin iradi bir ödeme olmadığı ve bu halde de taraflar arasındaki uyuşmazlığın devam ettiği, sonuç olarak davanın konusuz kalmayacağı hususu dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 22/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi