
Esas No: 2017/1236
Karar No: 2021/3399
Karar Tarihi: 07.04.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/1236 Esas 2021/3399 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 1577 ve 1666 parsel sayılı 5.408.851,00 ve 24.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek, malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ... tarafından, davalı Hazine aleyhine, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ayrı ayrı açılan toprak tevzi suretiyle oluşan tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemli davalar, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Yargılama sırasında müdahiller ... ve ... ile ... ve paydaşları, vergi kaydına ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 16.05.2013 tarih ve 2013/4967-5601 Eses-Karar sayılı ilamı ile, “Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi olduğu ve davacılar ile katılanlar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğu, ancak yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı belirtilerek, davalı Hazine adına tevzi tapu kayıtlarının oluştuğu 1964 yılından geriye doğru hava fotoğrafları ile uydu fotoğraflarının getirtilmesi, mahallinde komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetiyle keşif yapılması; jeodezi ve fotogrametri uzmanına belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesinin istenilmesi ve bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, vergi kayıtlarındaki sınırların nereleri kapsadığı, 1577 parsele komşu 605 sayılı mera parseli ile bu taşınmazın aynı nitelikte olup olmadığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların niteliğiyle ilgili olarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi; teknik bilirkişiye, keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 1577 parsel sayılı taşınmazın 13.07.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının eşit payla müdahil ... ve ... adına, (B) harfi ile gösterilen kısmının davacı ... ’nın mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında, (C) harfi ile gösterilen kısmının davacı ... ’in mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında, (D) harfi ile gösterilen kısmının davacıların murisi ...’in mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında ( davacılardan ... ve ...’in payları, eşit oranda davacılardan ..., ... ile ...’in hisselerine ilave edilmek suretiyle ) adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından ve vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4753 sayılı Kanun uyarınca Hazine adına oluşan tapu kayıtlarının iptali istemine ilişkin olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. Maddesinde, bu şekilde oluşan tapu kayıtlarının kapsamında kalan yerlerin, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde, zilyetleri adına tescile karar verileceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda anılan Yasa maddesi uyarınca, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, davacı taraf ve müdahiller yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekirken Mahkemece, bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden, çekişmeli taşınmazlarda davacı taraf ve müdahiller lehine Hazine tapusunun oluştuğu 1965 yılına kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları, yaşları itibari ile toprak tevzii çalışmasının yapıldığı 1964 yılına kadar tarfların ve murislerinin lehine iktisap koşullarının oluşup oluşmadığını bilebilecek yaşta olmadıkları halde, bu tarihten öncesini bilebilecek yaşta mahalli bilirkişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve hükümde belirtme tutanağındaki bilirkişilerin vefat etmesi nedeniyle dinlenemediği belirtilmiş ise de, tespit bilirkişilerinin neden dinlenmediği açıklanmamış ve ayrıca çekişmeli taşınmazlardan 1577 parsel sayılı taşınmazın dayanağı olan 38 numaralı belirtmelik parseliyle ilgili belirtmelik tutanağında, şagilleri tarafından 1953 yılından sonra meradan açıldığı ve mahsus sütunlarında gösterildiği üzere bir kısmına muhtelif tarihlerde yoklama suretiyle vergi kaydı tesis edildiği belirtildiği halde, yöntemince mera araştırması da yapılmamıştır. Öte yandan, ziraat bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmazlar üzerinde uzun süredir tarım yapıldığı, çekişmeli 1577 nolu parsel ile komşu 605 nolu mera parseli karşılaştırıldığında toprak yapısı, bitki örtüsü ve bitki kalıntısı bakımından herhangi bir benzerliğin bulunmadığı belirtilmiş ise de, söz konusu raporda, çekişmeli taşınmazların öncesi ve niteliğinin ne olduğu tespit edilmemiş, uzun süreli kullanımın ne kadar olduğu açıklanmamış, komşu parsellerden sadece 605 nolu parsel ile karşılaştırma yapılmakla yetinilmiş olup, diğer komşu parsellerle de karşılaştırmalı değerlendirme yapılmak yapılmak suretiyle, dava konusu taşınmazların niteliği ve komşu parsellerden ne şekilde ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında açıklamaya yer verilmemiş; jeodezi ve fotoğrametri uzmanı bilirkişi tarafından, sadece zilyetlik süresinin denetlenmesi bakımından yeterli olmayan 1955 tarihli hava fotoğrafı incelenmiş ve hazırlanan raporda, çekişmeli taşınmazların 1955 yılında tarımsal faaliyet amaçlı kullanıldığı ve çevresinde tarım arazilerinin olduğu belirtildiği halde, taşınmazlardaki zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu hususlarında açıklama yapılmamış; mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar, ... Gölünün 1942, 1961 ve 1974 yıllarında taştığını ve bu taşkın sebebi ile belli aralıklarda kullanılamadığını beyan etmiş olmalarına rağmen, çekişmeli taşınmazlarda herhangi bir arazi ıslahı ve kurutma çalışması yapılıp yapılmadığı ilgili kurumlardan sorup araştırılmamış; keşfe jeolog bilirkişi götürülmemiş; davacı taraf ve müdahillerin dayanak vergi kayıtlarının başka taşınmazlara revizyon görmedikleri ilgili kurumdan sorularak belirlenmemiş ve vergi kaydının güney sınırında okunan “ eski bentin” neresi olduğu, ne zaman yapıldığı ve ne şekilde ne zamana kadar kullanıldığı, halen mevcut olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadığı gibi, çekişmeli 1577 parsele güneyden komşu olan parsellerin dayanak vergi kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü " hali arazi " okuması üzerinde durulup, bu durum tanık ve mahalli bilirkişilere de açıklattırılmamıştır. Ayrıca fen bilirkişine, önceki hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği halde, çekişmeli 1577 parsel ile komşu 605 sayılı mera parselini bir arada gösterir yan görünüş krokisi çizdirilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmazlara ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/ mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre, 4753 sayılı Kanun uyarınca Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, çekişmeli taşınmazların bulunduğu alanda herhangi bir arazi ıslahı ve kurutma çalışmasının yapılıp yapılmadığı ilgili yerlerden sorulmalı, dava tarafın ve müdahillerin dayanak vergi kayıtlarının kadastro sırasında ve toprak tevzi çalışmaları esnasında başka taşınmazlara uygulanıp uygulanmadığı sorulup araştırılmalı ve bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının oluşumundan öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı seçilecek üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ile 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu, daha önce keşife götürülmeyen 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeolog bilirkişi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı ve imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli, beyanlar arasındaki doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kuruluna, taşınmazların toprak yapısını, bitki örtüsünü ve niteliğini, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığını, komşu parsellerle aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden olmaları halinde imar- ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, çelişkileri giderir, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmeli; HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip, taşınmaz bölümlerinin sınırları kabaca işaretlendikten ve mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisleri bilirkişi kurulundan, hava ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazların hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığını, komşu parsellerle aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden olmaları halinde imar- ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden, çekişmeli taşınmazların önceden göl yeri vasfında olup olmadığı, çevresinde göl bulunup bulunmadığı, taşınmazların su altında kalan bölümlerinin olup olmadığı, öyle ise hangi zamanlarda ne şekilde sulak hale geldiği, kurumuş ise hangi şekilde ve hangi tarihte kurutulduğu hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazları komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmeli; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf ve müdahiller yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmek suretiyle, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; kadastro hakimi, infazı kabil ve doğru sicil oluşturmaya elverişli hüküm kurmak ve birleşen davalarda davaya konu olan her bir taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermek zorunda olup, somut olayda davacılar ... ve ... , 1666 parsel sayılı taşınmaz hakkında da dava açtığı halde, dava konusu edilen bu taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davacı tarafın temyiz itirazları yönünden değerlendirme yapılmasına gerek olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.