Davacılar vekili, müvekkillerinin ....A.Ş. işçisi olduklarını, bu işyerinde çalışan işçiler adına toplu iş sözleşmesi yapmak için davalı sendika ile Öz İplik İş Sendikasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki için başvuruda bulunduklarını, başvuru neticesinde yetki için başvuran sendikalar arasında anlaşmazlık çıktığını ve bu anlaşmazlığın Gaziantep 3. İş Mahkemesinin 2010/303 esas sayılı dosyasında çözümlendiğini, söz konusu davada müvekkillerinin davalı sendikaya üye gözüktüklerini fark ettiklerini, oysa müvekkillerinin davalı sendikanın üyesi olmadıklarını iddia ederek müvekkillerinin sendikalılık durumunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini ve davacıların taleplerinin kayıtlarla doğrulanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak; davacıların davalı sendika üyesi olmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıların davalı sendika üyesi olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
Sendika üyeliğinin kazanılmasına ilişkin 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 22. maddesinde, “Sendikaya üye olmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz. İşçi veya işverenler aynı zamanda ve aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olamazlar. Birden çok sendikaya üye olunması halinde, sonraki üyelikler geçersizdir.
Bir işyerindeki işçiler yardımcı işte çalışsalar bile ancak işyerinin bağlı olduğu işkolunda kurulu sendikaya üye olabilirler.
İşçi sendikasına üyelik, işçinin beş nüsha olarak doldurup imzaladığı ve notere tasdik ettirdiği üye kayıt fişini sendikaya vermesi ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile kazanılır. Üyelik başvurusu, sendika tarafından en çok otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik istemi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir sebep gösterilmeden üyeliği kabul edilmeyen işçinin, bu kararın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede dava açmak hakkı vardır. Mahkemenin kararı kesindir.
Üyeliği kesinleşen işçinin üye kayıt fişinin birer nüshasının sendikaca onbeş gün içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve işçinin çalıştığı işyerinin bağlı bulunduğu Bölge Müdürlüğüne gönderilmesi zorunludur. Üye kayıt fişinin bir nüshası da işçinin kendisine verilir.
İşveren sendikası üyeliği, üç nüsha üye kayıt fişinin doldurulup imzalanması ve sendikaya verilmesi ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile kazanılır. Üyelik başvurusu sendika tarafından en çok otuz gün içinde reddedilmeyen işverenin üyelik istemi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir sebep gösterilmeksizin üyeliği kabul edilmeyen işverenin üçüncü fıkradaki usule göre dava açmak hakkı vardır. Üye kayıt fişinin birer nüshası, sendikaca onbeş gün içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve işverenin işyerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge müdürlüğüne gönderilmesi zorunludur.” denilmiştir.
Sendika üyeliğini etkileyen hallerin düzenlendiğini 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 24. maddesinde, “İşçi sendika veya konfederasyonlarının yönetim, denetleme ve disiplin kurullarında görev almalarından dolayı işyerinden ayrılan işçilerin bu göreve getirildikleri anda üyesi bulundukları sendikalardaki üyelik sıfatları devam eder.
Sendikalara üye olmak hakkına sahip olanlardan mevzuat gereğince bir işletme veya kurumun yönetim kurullarında veya benzeri kurullarında işveren, işveren vekili ve işçi temsilcisi sıfatıyla bulunanların da sendika üyeliği devam eder.
Askerliği meslek edinmemiş bulunan askeri şahısların bu Kanuna göre sahip bulundukları hak ve yükümlülükler silah altında bulundukları süre için askıda kalır.
İşçi sendikası üyesi işçinin geçici olarak işsiz kalması veya sendikanın faaliyet alanı içinde kalmak şartı ile başka bir işe geçmesi sendika üyeliğini etkilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Sendika üyelinin sona ermesine ilişkin Sendikalar Kanunu’nun 25. maddesinde ise; “İşçi veya işveren, sendikada üye kalmaya veya üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
Her üye önceden bildirimde bulunmak suretiyle üyelikten çekilebilir. Çekilme bildirimi noter huzurunda münferiden kimliğin tespiti ve istifa edecek kişinin imzasının tasdiki ile olur. Çekilme bildiriminin birer örneği noterlikçe en geç üç işgünü içinde ilgili işverene, sendikaya, işyerinin bağlı bulunduğu Bölge Müdürlüğüne ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilir. Çekilme notere başvurma tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlidir. Çekilenin bu bir aylık süre içerisinde başka bir sendikaya üye olması halinde yeni sendika üyeliği bu sürenin bitimi tarihinde kazanılmış sayılır.
Üyenin sendika veya konfederasyondan çıkarılma kararı genel kurulca verilir. Çıkarma kararı çıkarılanlara ve ikinci fıkrada gösterilen yerlere yazı ile tebliğ edilir. Çıkarma kararına karşı üye veya işyerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge müdürlüğü kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemeye itiraz edebilir. Mahkeme iki ay içinde kesin olarak karar verir. Üyelik çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.
İşveren veya işveren vekili sıfatını kaybedenlerin işveren sendika veya konfederasyonlarındaki üyelikleri ve görevleri, bu sıfatı kayıp ettikleri tarihte kendiliğinden sona erer. Ancak, tüzelkişiliği temsilen işveren vekili sıfatı ile işveren sendikalarına üye olanların bu sıfatı kaybetmeleri halinde tüzelkişiliğin üyeliği düşmez, işveren vekilinin sendika veya konfederasyon organlarındaki görevleri sona erer.
Bağlı bulundukları, kanunla kurulu kurum ve sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı veya toptan ödeme alarak, işten ayrılan işçilerle, işkolunu değiştiren işçilerin sendika üyeliği sona erer. Çalışmaya devam edenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Ancak, sendika şubesi, sendika veya konfederasyonların yönetim ve denetim kurullarındaki görevleri sırasında yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı ya da toptan ödeme alan yöneticilerin sendika üyeliği, görevleri süresince ve yeniden seçildikleri sürece devam eder.” düzenlemesi yer almıştır.
Öte taraftan, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartlarından olup, mahkemece davanın her aşamasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı kendiliğinden gözetilir. Ayrıca hukuki yarar yokluğu taraflarca da yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bununla birlikte tespit davalarında hukuki yarar özel olarak düzenlenmiştir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinin 2. fıkrasında, “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu itibarla tespit davalarında kanunda öngörülen istisnalar dışında eda davası ve inşai davadan farklı olarak davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararın bulunduğunu açıkça ortaya koyması gereklidir.
Somut olayda, davacıların taleplerinin davalı sendikaya üye olmadıklarının tespitine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Sendika üyeliği, sendika ile üye arasındaki hukuki ilişkiyi ifade eden bir kavram olduğundan davacılar arasında zorunlu ya da ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu sebeple öncelikle davacıların taleplerinin tek bir davada görülmesi hatalıdır.
Diğer taraftan sendika üyeliği uygulamada özellikle yetki tespitine itirazlarda, aidat alacakları davalarında ya da sendika organlarının kararlarına karşı yargı yoluna başvurularda önem arz etmektedir. Bununla beraber üyelik konusunda bir uyuşmazlık varsa bu uyuşmazlık söz konusu davalarda ön mesele olarak çözümlenmektedir. Nitekim davalı sendikanın olumlu ve olumsuz yetki tespit işlemlerinin iptali için açtığı ve Gaziantep 3. İş Mahkemesi’nin 2010/303 esas sayılı dosyasında görülen davada; davacılardan .., ... ..., ..., ...., .... , ...., ...., ...., ............. sendika üyelikleri bakımından uyuşmazlık ortaya çıktığı, bu uyuşmazlığın dosyadaki belgeler ile bilirkişi raporuna göre çözümlendiği görülmektedir. Ayrıca işçi sendikasına üyelik, işçinin beş nüsha olarak doldurup imzaladığı ve notere tasdik ettirdiği üye kayıt fişini sendikaya vermesi ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile kazanılır. Aynı şekilde üyelikten ayrılma da, çekilme bildiriminin noter huzurunda münferiden kimliğin tespiti ve istifa edecek kişinin imzasının tasdiki ile olur. Bir başka anlatımla gerek sendikaya üye olma gerekse üyelikten ayrılma noter işlemini gerekli kılmaktadır. Bütün bunlara ek olarak davacıların davalı sendikadan istifa ettiklerine dair üyelikten çekilme bildirimleri de dosyaya sunulmuştur. Gelinen noktada davanın konusu da dikkate alındığında davacılar tarafından somut ve güncel bir hukuki yarar ortaya konulamadığından temyiz incelemesi yapılan bu davanın açılmasında, görülmesinde ve karara bağlanmasında davacıların hukuki yararlarının olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu yönden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Bozma sebebine göre de, sair temyiz sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.