17. Ceza Dairesi 2019/8193 E. , 2019/10267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü;
I-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/12/2009 tarih 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, ".. daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesinin uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesinin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını 5237 sayılı TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere "İşlenen fiilin ağırlığıyla orantılı" olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise malın değerinin azlığı yanında "Suçun işleniş şekli ve özellikleri" de dikkate alınmalıdır. 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda, suça sürüklenen çocuğun çaldığı tellerin 15,00 TL değerinde olduğunun anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesi uyarınca verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi sonucu suça sürüklenen çocuk hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini,
2-Mala zarar verme suçuna ilişkin hüküm fıkrasında temel cezanın alt sınırdan belirlendiğinin belirtilmesine rağmen suça sürüklenen çocuk hakkında takdiren teşdiden denilerek 1 yıl hapis cezasının belirlenmesi sonucu çelişki oluşturulması,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/11/2018 tarih, 2016/6-986 Esas ve 2018/554 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu aldırılmadan, aynı Kanun"un 35/3. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu aldırılmamasının gerekçesi kararda gösterilmeden karar verilmesi,
4-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 185. maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış çocukların duruşmalarının kapalı yapılacağı ve hükmün de kapalı duruşmada açıklanacağı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını ikmal etmemiş olmasına karşın tüm celselerin kapalı yerine açık yapılması, hükmün dahi açık oturumda tefhim edilmesi,
5-5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 4. fıkrası hükmü uyarınca suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceği göz ardı edilmesi,
6-5271 sayılı CMK"nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre iştirak halinde her bir suça sürüklenen çocuğun sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin suça sürüklenen çocuklardan eşit olarak tahsiline hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 326/2 maddesine aykırı davranılması,
7-5271 sayılı CMK"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin yazılması gerekirken yazılmaması,
8-06/03/2015 tarihli duruşmada katılan olarak kabul edilen ..."nın gerekçeli karar başlığında şikayetçi olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocukların eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b, 31/2 maddelerine konu hırsızlık suçu ile aynı Kanun"un 151/1, 31/2 maddelerine konu mala zarar verme suçunun gerektirdiği cezaların türleri ve üst sınırlarına göre aynı Kanun"un 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin karar tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuklar hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 09/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.