7. Hukuk Dairesi 2015/16250 E. , 2015/10780 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe İade
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davalılar arasında muvazaalı ilişki bulunduğunu, iş sözleşmesinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinden davalıların sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .. vekili, iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu, 31.12.2012 tarihi itibariyle iş aktinin sona erecek olan işçiye yine kendi bünyelerinde başka bir işyerinde çalışmasının tekli fedildiğini ama davacının bu teklifi reddettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı .. vekili ise, diğer davalı şirkete verilen işin anahtar teslimi iş olduğunu, davacının kurum çalışanı olmadığını ve husumetin yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve yapılan fesih işleminin geçersiz olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle mahkemece, asıl-alt işveren ilişkisi kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de hüküm fıkrasında davacının, hangi işverene iade edildiği belirtilmemesi infazda tereddüt oluşturacağından hatalı olmuştur.
Somut olayda davacı, davalılar arasında akdedilen " malzemeli olarak yemekhane, lokal, misafirhane, idare binası, santral binaları ve teknik bürolardaki işler ile inşaat bakım işleri, kalorifer işleri ve sosyal site çevre bakımının 17 kişi ile 365 gün süreli hizmet alımı yöntemiyle yapılması işi" olduğu görülmüştür.
Dosyada yer alan mevcut delil durumuna göre davacının davalı işyerinde aşçı olarak yaklaşık 13 yıl süreyle çalıştığı anlaşılmış olduğundan ve hizmet alım sözleşmesi dışında çalıştırıldığına dair delil mevcut olmadığından muvazaa bulunmadığı açık olup yardımcı iş kapsamında çalıştırıldığından asıl-alt işveren ilişkisinin kabulü yerindedir.
Bu nedenle, 4857 sayılı İş Kanununun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt
işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olduğundan feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır.
Mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir. Ancak hüküm fıkrasında davacının hangi işverene iade edildiği belirtilmediği gibi işe iadenin maddi sonuçlarından ise davalıların ne şekilde sorumlu olacakları da gösterilmemiştir.
Sonuç olarak asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumlu olacağı kuralı da dikkate alınarak davacının alt işverene işe iadesine karar verildikten sonra işe iadenin maddi sonuçları olan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinden davalıların birlikte sorumlu tutulmaları gerekirken yazılı şekilde infazda tereddüde neden olacak biçimde karar verilmesi hatalı bulunmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davalı tarafça gerçekleştirilen feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen alt işveren olan Ümit Tem.Tur.Mad.En.İhr.İth.Tic.Ltd.Şti. işyerine İŞE İADESİNE,
3.Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı alt işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminattan her iki davalının birlikte sorumlu olmak kaydı ile miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4.Davacı işçinin işe iadesi için davalı alt işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5.Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 3,40TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
6.Davacının yapmış olduğu 443,85 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.500,00TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9.Peşin alınan temyiz harcının istekleri halinde taraflara iadesine, 02/06/2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.