10. Hukuk Dairesi 2018/5994 E. , 2020/670 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, davacının maluliyet oranının ve malulluk aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının malulen emeklilik için mevzuatta geçen tüm şartları taşıdığını, malulen emeklilik için davalı kuruma yaptığı başvurusunun, davalı kurumca "5510 sayılı kanunun malül sayılma başlıklı 25. maddesi ile çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı işlemleri yönetmeliği çerçevesinde incelendiğinde ; çalışma gücünün en az %60"ını kaybetmediğine karar verildiğinden dosyanın işlemden kaldırıldığı”yönünde cevap verildiğini, akabinde Sosyal sigortalar yüksek sağlık kuruluna yapılan itiraz sonucu başvurunun reddedildiğini belirterek, davacının %60"ın üzerinde maluliyetinin tespiti ile malulen emekliliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Kurumları 19964581 sicil numaralı sigortalısı olan davacının 27.08.2013 tarihli talep dilekçesi ile müvekkil kuruma başvurarak çalışamayacak derecede malul olduğunu beyanla malul sayılması ve tarafına malul aylığı bağlanması için talepte bulunduğunu, davacının 27.08.2013 tarihli dilekçesine istinaden Sağlık Bakanlığı Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce tanzim edilen 17.12.2013 tarih, 25602 sayılı sağlık kurulu raporu ve diğer belgelerin, Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri çerçevesinde incelenmesi sonucunda; davacının mevcut hastalık ve arızalarının malul sayılmasını gerektirecek düzeyde olmadığından, talebi Sosyal siğorta Yüksek Sağlık Kurulu ’mın 2014/845 sayılı yazılan ile red olunduğunu, 5510 sayılı Yasa’nın 25. maddesi ve devamında "Kimlerin Malul sayılacağı" başlığını taşıyan bölümde ”Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az %60’ını yitirdiği, kurumca tespit edilen sigortalı malullük sigortası bakımından malul sayılır" hükmünü içerdiğinden ve davacının da yapılan muayeneleri sonucunda çalışma gücünü kaybetmediği anlaşıldığından Kurumca malül sayılmadığını bu itibarla, tesis edilen kurum işlemlerinde yasaya ve mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre beden çalışma gücünün en az %60 oranını kaybetmediği belirlenen davacının, malûllük aylığına hak kazanmadığı belirgin olduğundan, davanın bu nedenle reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde dahi davanın yasal dayanağını 5510 sayılı Kanun’un 25. maddesi olarak belirttiği, davacının; mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Geçici 87/d maddesi uyarınca (sakatlık nedeniyle) yaşlılık aylığı almaya başladığından bahisle davanın konusuz kaldığını ileri sürmenin mümkün olmadığı, zira her iki düzenlemenin farklı koşullara ve sonuçlara tabi bulunduğu, davanın konusuz kaldığının kabul edilebilmesi için eldeki davanın açılmasından sonra ortaya çıkan bir durum nedeni ile artık dava konusu yapılan malullük aylığı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesini gerektirir bir durumun ve diğer bir anlatım ile yargılamaya devam edilmesini gerektirir bir halin kalmamasının gerekmesi karşısında, malullük aylığına ilişkin talebi içerir eldeki davanın konusuz kaldığına ve davacı taraf lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf başvuru gerekçelerine itibar edilmediği, bu halde davacı vekilinin tüm istinaf başvuru sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı sonucuna varıldığından, incelenen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği belirtilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, istinaf sebeplerini tekrarla, davacının malulen emeklilik koşullarını taşıdığı,malulen emeklilik için kuruma başvuruda bulunduğunu, Kurumun davacının maluliyet oranunun tespiti için tam teşekküllü bir devlet hastanesine sevk ettiğini, Diyarbakır Eğitim ve Arştırma Hastanesine sevk edilen davacı hakkında, 23.10.2013 tarihli 7 kişilik uzman doktorlardan oluşan heyet raporunda davacının %64 oranında malul olduğunun belirtildiği, yargılama devam ederken Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesinin 29.09.2015 Tarihli sağlık Kurulu Raporunda, davacının tüm vücut fonksiyın kaybının %72 olduğuna dair heyet raporu düzenlendiği, ayrıca davacının davalı Kurumca malulen emekliğe ayrıldığı ve malulluk aylığı bağlandığı, bu sebeple davanın konusuz kaldığını, davanın açılmasına davalı Kurum kendisi sebebiyet verdiğinden vekalet ücreti ve yargılama giderine davacı aleyhine hükmedilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde; 13.01.1998 sigortalılık başlangıcı ve 22.10.2014 tarihi itibarı ile 4469 primi ödenmiş gün sayısı bulunan davacının 27.08.2013 tarihli tahsis talebine istinaden Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından düzenlenmiş 17.12.2013 tarih ve 025602 sayılı sağlık kurulu kararı ile Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre çalışma gücünün en az %60 oranını kaybetmediğine karar verildiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 12.02.2014 tarih ve 12/1523 sayılı kararı ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre çalışma gücünün en az %60 oranını kaybetmediğine karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 28.12.2015 tarih ve 22778 sayılı raporu ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre beden çalışma gücünün en az %60 oranını kaybetmemiş olduğundan dolayı malul sayılamayacağının mütalaa edildiği ve davacıya 23.12.2015 tarihli tahsis talebine 01.01.2016 tarihinden itibaren mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 87/d maddesi uyarınca yaşlılık aylığı almaya başladığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 95’inci maddesinde, malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Aynı yöndeki düzenleme 1479 ve 506 sayılı Yasalar kapsamında da mevcut olup, mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulundan, 01.09.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği de dikkate alınmalı, raporlar arasında çelişki olması halinde, Adli Tıp Genel Kurulundan 2013 tarihli Yönetmelik hükümleri de irdelenmek suretiyle, davacının maluliyet oranının en az %60 oranında olup olmadığı hususunda rapor alınmalı, var ise sigortalı olma tarihinden önce maluliyet halinin var olup olmadığı, var ise oranının kaç olduğu ve başlangıç tarihinin ne olduğu, davacının talep tarihi itibari ile bakıma muhtaç olup olmadığı araştırılmalı, sigortalılık süresi ve prim gün sayısına ilişkin şartların varlığı da ayrıca irdelenmek suretiyle 5510 sayılı Kanun’un 25 ve 26. maddelerinde öngörülen maluliyet aylığı bağlama koşullarının oluşup oluşmadığı irdelenmeli ve şayet maluliyet başlangıcının, tahsis talep tarihinden önceki bir tarih olduğu belirlenirse, tahsis talebini takip eden aybaşı, sonraki bir tarih olduğu belirlenirse de, bu tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına karar verilmelidir.
Yukarıda anlatılanlar ışığında, davacının 27.08.2013 tarihli tahsis talebine ilişkin maluliyet aylığı tahsis talebi, konuya ilişkin 2008 ve 2013 tarihli Yönetmelikler kapsamında, irdelenerek çalışma gücü kaybı oranı ve başlangıcı ile sona erdiği tarihler kesin biçimde belirlenmesi için; her ne kadar Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Raporu arasında çelişki mevcudiyeti söz konusu değilse de; hangi tarihten itibaren, çalışma gücü kayıp oranının söz konusu olduğunun saptanması amacıyla, Adli Tıp Genel Kurulu’ndan alınacak rapor ile varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10 Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 04.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.