21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5841 Karar No: 2018/7645 Karar Tarihi: 22.10.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/5841 Esas 2018/7645 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/5841 E. , 2018/7645 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, 1987 yılından 4, 1997 yılından 101 gün olmak üzere 105 gün SSK hizmeti çıktıktan sonra kalan sürede Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde konusuz kalan davanın esası hakkında karar vermeye yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları dışında kalan sürelerde 01.10.1986 tarihinden itibaren tarım bağkur sigortalısı olduğunun ve bu sigortalılığının iptal edilemeyeceğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup yargılama gideri ile vekalet ücretinden davacı sorumlu tutulmuştur. Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir nedenle dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek kalmıyorsa davanın konusuz kalması nedeniyle yargılamaya devam edilmesine gerek yoktur. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olarak esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava tamamen veya kısmen konusuz kalabilir. Davanın kısmen konusuz kalması halinde talebin diğer kısmı yönünden uyuşmazlık devam eder ve mahkemece uyuşmazlığın devam ettiği talepler hakkında yargılamaya devam edilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.01.2006 tarih ve 2005/10-766 E, 2006/16 K. sayılı kararı da aynı yöndedir) Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin,dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu diğer bir deyişle hangi tarafın davanın açılmasına sebebiyet verdiğini tespit edip, o taraf aleyhine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre avukatlık ücreti takdir etmesi ve yargılama giderlerinden sorumlu tutması gerekir. Somut olayda, Kurumun uyuşmazlık yarattığı, bu nedenle davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından vekalet ücretinden davalı Kurumun sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve Yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK"nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 2. bendi silinerek yerine, “ Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun A.A.Ü.T. gereğince 1.980 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” yazılmasına, ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.