Abaküs Yazılım
9. Daire
Esas No: 2021/1707
Karar No: 2022/1423
Karar Tarihi: 12.04.2022

Danıştay 9. Daire 2021/1707 Esas 2022/1423 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/1707 E.  ,  2022/1423 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DOKUZUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/1707
    Karar No : 2022/1423

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: … Akaryakıt Otomotiv İnş. Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti.nin vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve …, … ile … tarih ve …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının 01/03/2011-10/10/2011 tarihleri arasında … Akaryakıt Otomotiv İnş. Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti.nin ortağı olduğu, 2011 yılı defter ve belgelerinin istenmesine ilişkin yazının adı geçen şirketin yetkilisine 15/08/2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle ilgili dönem katma değer vergisi indirimleri reddedilip şirket adına cezalı tarhiyat yapıldığı ve özel usulsüzlük cezası kesildiği, kesinleşen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket adına ödeme emirleri düzenlenip tebliğ edildiği, yapılan malvarlığı araştırmaları sonucu kamu alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği sonucuna varılıp 01/03/2011-10/10/2011 tarihleri arasında şirkete ortak olan davacı adına hisseleri oranında ödeme emirleri düzenlenmiş ise de; defter ve belge ibraz etme ödevinin, 10/10/2011 tarihinde hisselerini devreden davacı tarafından yerine getirilmesi beklenemeyeceğinden salt defter ve belgelerinin ibraz edilmediğinden bahisle katma değer vergilerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyatlardan davacının sorumlu tutulamayacağı, davacı tarafından ileri sürülen iddialar, 6183 sayılı Yasa'nın 58'inci maddesinde yazılı nedenlerden olan '' böyle bir borcu bulunmadığı '' kapsamında kabul edilip, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nin, ortaklık sıfatının sona ermesinden sonra görev yapan kanuni temsilci veya ortakların defter ve belge ibraz etmeme eyleminden davacının sorumlu tutulamayacağı yolundaki bozma kararı üzerine … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının 01/03/2011-10/10/2011 tarihleri arasında amme alacağının asıl borçlusu … Akaryakıt Otomotiv İnşaat Nakliyat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin %20 hisseli ortağı olduğu sabit olup davacının hisselerini devretmiş olmasının devir tarihinden önceki döneme ait olmakla birlikte şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen amme alacağının ödenmesine ilişkin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, bu durumda amme alacağının öncelikle asıl borçlu şirketten tahsili cihetiyle usulüne uygun biçimde yapılan takibat sonucunda şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılması üzerine davacıdan tahsili amacıyla hissesi oranına göre düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı yolundaki ilk kararında yer alan gerekçeye, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35, mükerrer 35. maddeleri ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin 19/03/2015 tarih K:2015/29 sayılı kararının birlikte değerlendirilmesinden, kanuni temsilcilerin yerine getirmeleri gereken şirket ile ilgili vergisel ödevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle sorumlu tutulduğu ve sonraki dönemlerdeki kanuni temsilcilerin ödevleri yerine getirmemeleri nedeniyle önceki kanuni temsilcilere sorumluluk yüklenemeyeceği, bununla birlikte limited şirket ortakları için benzer bir hüküm bulunmadığı ve ortakların doğrudan doğruya sorumlu tutulduğu, kanuni temsilcilerin borcun tamamından müteselsilen sorumlu oldukları, ortakların sorumluluğunun ise sermaye payına isabet eden borçla sınırlandığı ve kanuni temsilcilere rücu olanağı tanınmış olmasına karşın ortaklara tanınmadığı, dolayısıyla limited şirket ortakları ile kanuni temsilcilerin takibinin ayrı değerlendirilmesi gerektiği, keza Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı sonrası kanuni temsilcilerin takibinde şirket tüzel kişiliği yönünden amme alacağının "kısmen veya tamamen tahsil edilmemesi" gerekmekte iken ortaklar bakımından bu kuralın biraz daha genişletilerek şirket tüzel kişiliği yönünden amme alacağının "kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması"nın yeterli olup 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının sorumluluğu için kusurlu olup olmamaları yönünden bir ayrım yapılmadığı, böyle bir ayrımın yapılmasının "vergi kanunlarının lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği" ve vergi hukukunda kıyas ve yorum yasağı getiren "verginin kanuniliği" ilkelerine de aykırılık oluşturacağı yolundaki gerekçe eklenerek davanın reddi yolunda ısrar kararı verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Ortaklık sıfatının sona ermesinden sonra, defter ve belgelerin ibraz edilmemesi suretiyle gerçekleşen re'sen tarh nedeni uyarınca ortaya çıkan amme alacağından davacının sorumlu tutulamayacağı, defter ve belge ibrazı, vergi borcu ve vergi inceleme raporu ile ilgili kendisine tebligat yapılmadığı, tüm vergi ceza ihbarnamelerinin şirkete tebliğ edildiği, istinaf incelemesinde itiraz nedenleri ile bağlı kalınmadığı, kanuni temsilci takip edilmeden ortağın takip edilemeyeceği, davalı idarece alış faturaları ve diğer hususlarda yeterli araştırma yapılmadan ödeme emirlerinin düzenlendiği, istinaf aşamasında da eksik incelemede bulunulduğu, asıl borçlu şirkette kanuni temsilcilik görevinde bulunmadığı, cezaların şahsiliği ilkesi gereği sorumluluğunun bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 18/11/2020 tarih ve E:2019/1559, K:2020/1250 sayılı kararı ile uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi için Dairemize gönderilen dosyada işin esasına geçildi:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3.Temyiz isteminde bulunandan …-TL maktu harç alınmasına,
    4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi