17. Hukuk Dairesi 2018/3816 E. , 2019/2751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, davalı borçlu ..."ün alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı dokuz adet taşınmazı 12.8.2011 tarihinde davalı ..."e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen ... 24.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/290 Esas sayılı dosyasında; davacı vekili; davalı ..."den mirasçılık paylarını devir alan ..."in ... mirasçılarının pay bedellerini de mahkemece tedbir kararı verildiğini bilerek kötü niyetli ve değerinin çok altında bir meblağla muvazaalı olarak devrettiğini belirterek bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen ... 19.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/300 Esas sayılı dosyasında; davacı vekili; borçlu adına kayıtlı taşınmazların tasarrufundan vazgeçerek işlemleri geri aldığını, dava konusu ...Köyünden kain ve Tapu Müdürlüğünün 1320 parsel 930,51 m² arsa cilt:14 Sayfa:1374 sayılı taşınmazı davalı ..."e 12/08/2011 tarihinde devir yapıldığını beyanla tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu ... vekili, davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, davacının adli yardım talebinin yasal olmadığını, davacının aynı konuda ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı 2013/247 Esas 2013/485 Karar sayılı dosyadan 4.9.2013 tarihli kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, derdestlik nedeniyle eldeki davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, ikametgah yeri olarak ... Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu, dava konusu taşınmazları 200.000,00 TL alacağa mahsuben aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davacının davalılardan ..."e karşı haciz işlemleri yapmayarak icra dosyasını takip takip etmediğini, mevcut aciz belgesinin usulüne uygun olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin borçluyu tanımadığını, 2013 yılında taşınmazı satın aldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; satış bedelleri ile satış tarihinde belirlenen bedeller arasında fazla bir farklılık olmadığı, Davacı tarafından davaya konu taşınmazların muvazaalı olarak devredildiğine dair başka delil de sunulmadığı, ayrıca davacı dava şartı olan aciz vesikası delili de sunamamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İptal davasının koşullarından biri olarak alacaklının elinde kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/2) aciz belgesinin bulunması gereklidir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir.
Bu açıklamalardan sonra eldeki davada mahkemece yapılan araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Mahkeme gerekçesinde hem dava şartı olan aciz belgesinin olmadığı gerekçesi ile hem de davanın esasına girerek satış bedelleri ile satış tarihinde belirlenen gerçek değerler arasında fazla bir farklılık olmadığı, Davacı tarafından davaya konu taşınmazların muvazaalı olarak devredildiğine dair başka delil de sunulmadığı belirterek davanın reddine karar vermiştir. Bir davada hem usulden hem de esastan davanın reddine karar verilemez.
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür.
Mahkemece kesin veya geçici aciz vesikasının sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 02.03.2005 gün, 2005/15-100-119 sayılı kararına göre, borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
Somut olayda, borçlu adreslerine haciz için gidilmiş yine dava dayanağı takip dosyasından da borçlunun adresinde 07/04/2017 tarihinde hacize gidilmiş, haciz sırasında adresin boş olduğu, haczi kabil eşya bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak; davalı borçlu ...’ün vefat eden babası ... adına kayıtlı ... ’da bulunan 33 adet ve yine ... ’da bulunan 5 adet taşınmazdan davalı ...’e mirasen intikal edecek hisselere haciz konulmuştur. Bu durumda Mahkemece, öncelikle taşınmazların değerlerine göre borçlunun aciz durumunun oluşup oluşmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre, dava şartı olan aciz halinin olup olmadığı belirlenmeli aciz halinin olmadığına kanaat getirilirse davanın bu nedenle reddedilmesi, aciz hali olduğunun anlaşılması halinde ise davalı üçüncü kişi ..."in "borçlu davalı ..."dan alacağı olduğunu alacağına mahsuben ve alacağını kurtarma amacıyla satın aldığını" beyanının İİK.280 md. hükmüne göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Kabule göre de; mahkemece dava hem önşart olan aciz halinin gerçekleşmemesi hem de esasa ilişkin olarak davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Kural olarak davanın önşart yokluğundan reddi halinde esasa girilmeden önşart yokluğu nedeniyle usulden reddi ile yetinilmesi gereklidir. Borçlu hakkında alınmış bir aciz vesikası olmadığı gerekçesiyle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şeklinde nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.