16. Hukuk Dairesi 2019/2312 E. , 2019/6425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İli ... İlçe ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 106 ada 82, 83, 116 ada 34 ve 118 ada 41 parsel sayılı, 12.245.36, 3.786.93, 19.930,66 ve 29.672,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, toprak tevzi çalışmaları sonucunda oluşturulan tapu kayıtları nedeni ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, taşınmazların tespitlerinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlar, 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan tapu kayıtlarına dayalı olarak Hazine adına tespit edilmiş olup, bu şekilde oluşan tapu kayıtlarının kapsamında kalan yerlerin, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde, zilyetleri adına tescile karar verileceği 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda anılan Yasa maddesi uyarınca, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir. Mahkemece, çekişmeli 106 ada 82, 83, 116 ada 34, 118 ada 41 parsel sayılı taşınmazlarda davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 46/1. madde koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, dinlenen yerel ve tespit bilirkişileri, yaşları itibari ile toprak tevzii çalışmasının yapıldığı 1961 yılına kadar davacı lehine iktisap koşullarının oluşup oluşmadığını bilebilecek yaşta olmadıkları halde, bu tarihten öncesini bilebilecek yaşta mahalli bilirkişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış, çekişmeli taşınmazlardan 118 ada 41 parsel sayılı taşınmazın belirtmelik tutanağı getirtilerek hangi nedenle Hazine adına tescil edildiği üzerinde durulmamış, çekişmeli taşınmazlardan 116 ada 34 parsel sayılı taşınmazın dayanağı olan 160 (527) numaralı belirtmelik parseli ile ilgili belirtmelik tutanağında 1937 tarih 98 tahrir sayılı vergi kaydının miktar fazlası olup meradan açıldığı, 106 ada 82 ve 83 parsel sayılı taşınmazların dayanağı olan (5) ve (3) numaralı belirtmelik tutanaklarında ise taşınmazların 5-6 yıl içinde devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden açıldığı ve zilyetlik ile iktisap koşullarının oluşmadığının belirtildiği ve 106 ada 82 ve 83 parsellere komşu 106 ada 128 parselin hükmen tesciline esas kararda bu taşınmazın mera olduğu belirtildiği halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazların niteliği ve komşu parsellerden ne şekilde ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazların tespitine dayanak alınan tapu kayıtlarının oluşumuna dayanak belirtmelik tutanakları, belirtmelik haritası, toprak tevzi haritası, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları ile Hazine tapusunun tesis tarihinden geriye doğru en eski tarihli ve kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının oluşumundan öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, çekişmeli taşınmazların belirtmelik tutanağında uygulanan kayıtlar varsa bu kayıtlar mahalli bilirkişiler aracılığı ile zemine uygulanarak kapsamları belirlenmeli; keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat bilirkişisi kurulundan, çekişmeli taşınmazların önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine belirtilen tarihlerdeki hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazların hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.