Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15335
Karar No: 2017/4016
Karar Tarihi: 05.04.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/15335 Esas 2017/4016 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/15335 E.  ,  2017/4016 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, 08.10.2010 tarihinde öğretmen olarak görev yaptığı okulda öğrencilerin oynadığı topun üzerine basarak düşmesi üzerine ayağını beton zemine çarptığından ayağında kırık meydana geldiğini, davalı doktor tarafından 09.10.2010 tarihinde ameliyat edildiğini, 12.10.2010 tarihine kadar hastanede kaldığını, taburcu olurken davalı doktorun 2 günde bir pansumana gelmesi gerektiğini söylediğini, 45 gün boyunca pansumana gidip gelmesine rağmen yaranın iyileşmediğini, sonrasında aynı hastanede dermatoloğa gittiğini bir süre daha tedavi uyguladığını, ancak yaranın iyileşmediğini, yaranın iyileşmemesi üzerine ... üniversitesine, ... el mikro cerrahi ortopedi ve travmatoloji hastanesine muayene ve tedavi için gittiğinde bu tür yaranın bir dakika bile açık kalmaması gerektiği, kemiğin enfeksiyon kapması halinde ayağının kesilme riskinin olduğunun söylendiğini, bunun üzerine 2 kez ameliyat olduğunu ve kolundan alınan dokunun yaranın olduğu bölgeye nakledildiğini, halen enfeksiyonun geçmediğini ve yaranın kapanmadığını ileri sürerek, 1.000,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, ayağının kırılması üzerine davalı hastanede davalı doktor tarafından gerçekleştirilen ameliyat ve yaranın takibi sırasında uygulanan tedavi nedeniyle ayağında enfeksiyon olduğunu ve bir türlü iyileşmediğini ileri sürerek, duyduğu üzüntü ve uğradığı zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık, davacının ayağında oluşan enfeksiyon sorununda davalı doktorun herhangi bir kusurunun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın temeli, tedaviyi üstlenen doktor ve hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, bir davada dayanılan olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak hâkimin doğrudan görevidir. (6100 sayılı HMK. 33.md.). Dava, davalı özel hastane ve doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır (818 sayılı BK. 386, 390. md.). Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Doktor, hastanın zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor tıbbi çalışmalarda bulunurken bazı mesleki şartları yerine getirmek hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak tedaviyi her türlü ihtiyat tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve orada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken hastanın özelliklerini göz önünde tutmalı onu gereksiz risk altına sokmamalı en emin yolu tercih etmelidir. Gerçekte de mesleki bir iş gören; doktor olan vekilden, ona güvenen müvekkil titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemekte haklıdır. Titiz, özen göstermeyen bir vekil, BK. 394/1 uyarınca vekâleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.  
    Somut olayda, davacının ayağında meydana gelen kırık nedeniyle davalı hastaneye yatırıldığı ve tedavinin davalı doktor tarafından gerçekleştirildiği sabittir. Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu Raporunda, düşme sonucu 08/10/2010 tarihinde sekiz eylül hastanesine getirildiği, çekilen grafilerinde sol tibia 1/32 distal diafiz kırığı ve fibula 1/3 proksimal diafiz kırığı saptandığı, ortopedi uzmanı Dr. ... tarafından plak vida takılarak ameliyat edildiği ve yara takibinin yapıldığı, ameliyat yerinde enfeksiyon geliştiği, kültürde ... isimli bakteri ürediği, tedaviye rağmen yaranın kapanmadığı, daha sonra Emot hastanesinde flep yapılarak tedavi edildiği, herne kadar dosyadaki hastane evrakında yapılan işleme ait hasta onamına rastlanmamış olsa da tüm ortopedik operasyanlarda en sık komplikasyon enfeksiyon olarak kabul edildiğinden, Dr. ..."ya atfı kabil kusur bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece bu rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de rapor hükme elverişli değildir. Anılan rapor, yaranın açık kalması durumunda ortaya çıkacak sonuçlar ve yaranın takibine ilişkin olarak davalı doktorun sorumluluğu noktasında yeterli bir açıklama içermediğinden, olayda davalıların kusurlu olup olmadığının tespitine yeterli değildir. Bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
    O halde mahkemece, davacıya yapılan ameliyat ve sonrasında yaranın takibine ilişkin yapılan işlemlerle ilgili tüm bilgi ve belgeler, hastane kayıtları birlikte gönderilerek, içerisinde ortopedi uzmanı da bulunacak şekilde Üniversite Öğretim Üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman, akademik kariyere sahip üç kişilik bilirkişi kurulundan, davacının itirazları da karşılanmak suretiyle olayda yapılan ameliyat ile sonrasında davacının ayağında meydana gelen enfeksiyonun takibi sırasında herhangi bir hata, ihmal olup olmadığı konusunda, nedenleri açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
    SONUÇ: Yukarıda 1 no"lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2 no"lu bent gereğince bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi