Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/4560 Esas 2018/7634 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4560
Karar No: 2018/7634
Karar Tarihi: 22.10.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/4560 Esas 2018/7634 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/4560 E.  ,  2018/7634 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Asıl ve birleşen davalar bakımından; Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacıların tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davalı ... açısından husumet nedeniyle davanın reddine, davacı eş ile davacı çocuk Nazlı"nın maddi tazminat istemlerinin kabulüne, diğer davacı çocukların maddi tazminat istemleri ile tüm davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından, davacılar murisinin vefatı ile sonuçlanan iş kazasının meydana gelişinde müteveffa sigortalının %5, davalı ..."ın %95 oranında kusurlu oldukları, davacılar vekilinin 13/11/2007 tarihli celsede 02/08/2007 tarihli bilirkişi hesap raporuna karşı bir diyeceğimiz yoktur şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Usuli kazanılmış hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Bu açıklamalardan olarak somut olayda, davacı vekilinin 02/08/2007 tarihli hesap raporuna karşı 13/11/2007 celsede bir diyeceğimiz yoktur şeklinde beyanda bulunması üzerine, davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan, davacılara iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilecek kısımlarının tenzilinin bu 02/08/2007 tarihli bilirkişi hesap raporunda belirlenen tavan zarar tutarları dikkate alınarak yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak aşılarak fazlaya karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacılara yükletilmesine, 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.