21. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10243 Karar No: 2017/679 Karar Tarihi: 13.02.2017
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/10243 Esas 2017/679 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlamalarıyla yargılanmıştır. Dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararına karşı şikayetçi tarafından temyiz başvurusu yapılmış, ancak şikayetçinin doğrudan zarar görmediği ve katılma kararının usulsüz olduğu gerekçesiyle temyiz istemi reddedilmiştir. Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararı ise, sanığın kefil sıfatıyla attığı imzanın sahte olduğu iddiasıyla açılan davada verilmiştir. Ancak, adli tıp raporu ve katılanın imza örneklerinin uymaması gibi unsurlar göz önünde bulundurulmadan sanığın beraatine karar verilmiştir. Bu nedenle, katılanın temyiz başvurusu kabul edilerek hüküm BOZULMUŞTUR. Kanun maddeleri: 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nun 317 ve 321. maddeleri.
21. Ceza Dairesi 2015/10243 E. , 2017/679 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat
1-Sanık hakkında "dolandırıcılık" suçundan verilen beraat kararına karşı katılan ...’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dolandırıcılık suçundan doğrudan zarar görmeyen şikayetçi ...’nin kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceğinden şikayetçi ...’nin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen beraat kararına karşı katılan ...’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Sanığın, katılan ... ile yaptığı alışveriş sonrası vermiş olduğu 25.12.2008 tanzim tarihli senette, teyzesi olan diğer katılan ...’nin yerine sahte olarak kefil sıfatıyla imza atıp katılanı borçlu durumuna düşürdüğü, bu suretle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın mahkemece alınan savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek, kefil sıfatıyla atılan imzanın teyzesine ait olduğunu söylemesine rağmen, katılan ...’nin tüm aşamalarda benzer ve birbiriyle uyumlu şekilde, kefil sıfatıyla atılan imzanın kendisine ait olmadığını, imza atmayı bilmediğini, bu nedenle yanında mühür taşıdığını söylemesi, katılan ...’nin savcılık huzurunda imza ve yazı örneklerinin alınmaya çalışılmasına rağmen imza atamaması, ilçe seçim kurulunun 16.01.2012 tarihli yazısında katılan ...’ın parmak izi alınarak oy kullandığının belirtilmesi, yazı ekindeki sandık seçmen listesinin bunu doğrulaması ile katılan ...’ın başkaca herhangi bir kurumda imza ya da yazı örneğine de rastlanmaması karşısında, sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, düzenlenen senetle menfaatin sanık tarafından elde edildiği, bu suretle yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşup sübut bulduğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine, kefil imzasının sanığa ya da katılan ...’a aidiyeti yönünde herhangi bir tespit yapamayan adli tıp raporu ve sanığın beyanına itibar edilerek, sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan ...’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.