Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3060
Karar No: 2020/1466
Karar Tarihi: 05.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/3060 Esas 2020/1466 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/3060 E.  ,  2020/1466 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...1. İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    KARAR

    A)Dava dilekçesinde özetle;
    Davacı, davalılardan işverene ait "... Oto Yıkama" adlı işyerinde 15.10.2011 - 06.06.2014 tarihleri arasında tam ve kesintisiz hizmet akdine tabi çalıştığını iddia ederek; diğer davalı Kuruma bildirilmeyen sürelerin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı cevabı :
    Davalı işveren, davacının sadece kış sezonunda parası bittiği ve boş kaldığı zamanlarda ve ancak bazı haftalarda bir kaç gün olarak düzensiz bir şekilde işe gelip, yardım ettiği, yaz sezonunda Burdur ilindeki köyüne gittiği, iddia ettiği gibi çalışmadığı belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Kurum, hak düşürücü sürenin geçtiği, çalışma olgusunun ispat edilmesi gerektiği savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti :
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davacının davalı işyerinde 01.03.2012 tarihinde çalışmaya başladığının, Davacının davalı işyerinde 01.03.2012 - 06.06.2014 tarihleri arasında bildirilmeyen ve tespiti gereken sigortalı çalışmasının 231 gün (8 ay 7 gün) olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce yapılan yargılama neticesinde;davacının, uyuşmazlığa konu dönemde herhangi bir işyerinden sigortalı bildirimi bulunmadığı, oto yıkama işyerinin 01.10.2011 - 30.11.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun kapsamına alınıp sadece bir kişinin sigortalı bildiriminin yapıldığı, ancak işyerinin faal olduğu, yapılan keşifle 15 metre yol cepheli, 10 metre derinlikte 150 m²"lik işyerinde en fazla iki işçinin çalışabileceği, tanık beyanlarına göre davacının 01.03.2012 tarihinden itibaren yaz aylarında üç ay ve kış aylarına üç ay hiç çalışmadan ayda 15 gün üzerinden 06.06.2014 tarihine kadar hizmet akdine tabi kısmi çalışmasının bulunduğunun anlaşılmasına göre; davanın kısmen kabulüne ilişkin ilk derece Mahkemesi kararının vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, “1-...1. İş Mahkemesi tarafından verilen 07.09.2018 tarih, 2014/541 Esas ve 2018/274 Karar sayılı kararına yönelik davalılar vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353"üncü maddesinin 1"inci fıkrasının (b) bendinin 1"inci alt bendi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle , yeterli araştırma yapılmadığı belirterek verilen kararı temyiz etmiştir.
    Davalı işveren vekili temyiz dilekçesinde özetle, tanık beyanlarına uygun tespit yapılmadığı, iddianın ispat edilmediği, fiili çalışmanın bulunmadığı gerekçesiyle verilen kararı temyiz etmiştir.
    F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı işyerinden işe giriş bildirgesinin olmadığı, hizmet bildiriminin bulunmadığı, davalı işyerinin 06/10/2011- 30/11/2011 tarihleri arasında 506 sayılı yasa kapsamına alındığı, işyeri vergi kayıtlarının getirtildiği ve işyerinin ihtilaflı dönemde faaliyetinin olduğu, işyerinde keşif yapılarak kapasite olarak davalı işyerinde iki kişinin çalışabileceğinin değerlendirildiği, davacı ve bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
    Somut olayda tespiti yapılan aylar ve günler hükümde ayrıntılı gösterilmeden hüküm kurulduğu, infaza elverişli karar verilmediği anlaşılmaktadır.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu Davalı işveren ve SGK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
    G)Sonuç :Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."e iadesine,
    05/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi