16. Hukuk Dairesi 2016/10207 E. , 2019/6416 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı 3.473.44, 1.025,25 ve 973,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı nedeniyle tutanakta gösterilen payları oranında Hazine ile ... ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri, ayrı tapu kaydına, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, 1/3 er paylı olarak davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacıların dayandığı 09.08.1960 tarih 14 ve 15 sıra numaralı tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsadığı ve zilyetlikle iktisap koşullarının da davacı taraf lehine gerçekleştiği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli 110 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar 26.11.1947 tarih ve 50 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak davalılar adına tespit edilmiş olup, davacı taraf ise ayrı tapu kayıtlarına dayanmıştır. Mahkemece, gerek taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kaydı, gerekse davacıların dayandıkları tapu kayıtları tüm tedavülleri ve varsa haritaları ile birlikte getirtilmemiş; tespite esas alınan tapu kaydı mahalline yöntemince uygulanarak kapsamı ve hukuki kıymeti tayin edilmemiş, yalnızca davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının uygulanması ile yetinilmiş; tapu kayıt uygulamasında mahalli bilirkişilere kayıtta gösterilen sınır yerleri tek tek göstertilerek hudutlar fen bilirkişi raporunda işaretlenmesi gerektiği halde, mahalli bilirkişi ve tanıkların sınırlara yönelik soyut beyanlarına ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen tapu kayıtlarının sınır yerlerinin işaretlenmediği denetime elverişsiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmazların tespitlerine esas 26.11.1947 tarih ve 50 sıra numaralı tapu kaydı ile davacıların tutunduğu 09.08.1960 tarih 14 ve 15 sıra numaralı tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa oluşumlarına ilişkin belge ve haritalarla birlikte getirtilerek dosya arasına konulmalı, söz konusu tapu kayıtlarının revizyon durumları araştırılarak revizyon gördükleri taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları ve dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, dava konusu taşınmazları ve tapu kayıtlarının revizyon gördüğü tüm taşınmazları dıştan çevreleyen komşu parselleri bir arada gösterir birleşik kroki ve komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ile dayanakları celbedilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişisi ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve keşif sırasında öncelikle, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerine esas alınan tapu kaydı ile davacı tarafın dayandığı tapu kayıtları yöntemince mahalline uygulanarak kapsamları 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi gereğince varsa haritalarına göre belirlenmeli, tapu kayıtlarının haritalarının bulunmaması veya uygulama kabiliyetinin olmaması durumunda ise, hudutlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraat mühendisi bilirkişiden, çekişmeli taşınmazların niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazların ayrı ayrı değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisine, uygulanan tapu kayıtlarının kapsadıkları alanları gösterir ve keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, yapılacak değerlendirme sırasında aynı yere ilişkin hukuki değerini koruyan birden fazla tapu kaydının bulunması halinde önceki tarihli tapu kaydına değer verilmesi gerektiği dikkate alınmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsamadığının anlaşılması halinde ise, ihtilafın zilyetlikle iktisap koşullarına göre çözülmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.