5. Ceza Dairesi 2013/15070 E. , 2015/17576 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Belediye başkanı olarak görev yapan sanığın, katılana verilen kademe ilerlemesinin durdurulmasına dair disiplin cezasının iptaline ilişkin idare mahkemesi kararını uygulamadığı kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmişse de, sanığın mahkeme kararını uyguladığını savunduğu ve buna ilişkin olarak sunduğu 13/04/2007 tarihli personel hareketleri onay belgesinin sahte olarak düzenlendiği iddiasıyla sanık ile birlikte... haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı, Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2012/87 E. 2012/212 K. sayılı kararıyla verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay 21. Ceza Dairesi arşivinde bulunduğu UYAP üzerinden yapılan inceleme sonucunda anlaşılmakla, söz konusu dosyadaki kararın bu davaya doğrudan etkisi açısından davaların birlikte görülmesinde zorunluluk bulunduğundan bu dava ile birleştirilmesi, kararın kesinleşmiş olması halinde onaylı bir örneğinin dosya içerisine alınması suretiyle, deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Sanığın, yıllık izinlerle ilgili idare mahkemesinin iptal kararlarını 2577 sayılı Kanunun 28. maddesinde belirtilen 30 günlük süre içerisinde uygulamadığı sabit olmakla birlikte, söz konusu kararların belediyeye tebliğ edildiği tarihlerde katılanın kesintisiz ve uzun süreli sağlık istirahatinde bulunması, istirahat bitimi olan 22/11/2007 tarihinde 120 gün izin verilerek kararların gecikmeli olarak uygulanması karşısında, TCK"nın 257. maddesinde belirtilen suçun oluşması için, görevin gereklerine aykırı veya ihmali davranış yanında objektif cezalandırma şartlarından birinin de gerçekleşmesinin gerektiği gözetildiğinde, bu eylemlerden dolayı objektif cezalandırma şartları olan "kamu zararı", "kişi mağduriyeti" ve "kişilere haksız menfaat sağlama" unsurlarının ne suretle oluştuğu karar yerinde gerekçeleriyle gösterilip tartışılmadan dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen yanılgılı hukuki değerlendirmeler ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde idare mahkemesinin katılan hakkındaki üç ayrı kararını uygulamama şeklinde oluşu kabul edilen eylemleri nedeniyle zincirleme tek suçtan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ve eylemlerin neden bağımsız suç olarak kabul edildiği, suç kastının nasıl yenilendiği de karar yerinde denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle gösterilip tartışılmadan yazılı şekilde üç ayrı hüküm kurulması,
Sanığın aktif bir davranış içermeyen eylemlerinin TCK"nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde TCK"nın 257/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bend halinde sayılan hususlar, aynı Kanunun 3/1. maddesindeki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." şeklindeki yasal düzenlemeler, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar hep birlikte ve isabetli bir şekilde değerlendirilip, suç kastındaki yoğunluk, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı nazara alınarak, ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması gerektiği gözetilmeden; "...suçun işleniş şekli ve fiilin özellikleri..." şeklindeki yasadaki ifadelerin soyut şekilde tekrarından ibaret yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanık hakkında hüküm kurulurken temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi,
5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanığın adli sicil kaydına konu olan Seyitgazi Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2006 gün ve 2005/89 Esas, 2006/22 Karar sayılı ilamı ile verilen 120 TL adli para cezasının miktarı itibariyle 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 1412 sayılı CMUK"nın 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğu ve aynı Kanunun 305/son maddesi gereğince tekerrüre esas olamayacağı ve adli sicil kaydında tekerrüre esas nitelikte başka ilam da bulunmaması nedeniyle TCK"nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Suçun denetim süresinden önce işlendiği kabul edilmesine rağmen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla ilgili olarak Mahkemesine bildirimde bulunulması,
Kanuna aykırı, katılan, sanık müdafii ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.