17. Hukuk Dairesi 2016/3434 E. , 2019/2739 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05/03/2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; ... 12. İcra Müdürlüğünün 2013/9764 sayılı dosyası ile borçlu davalı ... hakkında takip yaptıklarını, ancak takip konusu borcun ödenmediğini, borçlunun adresinde borca ve masraflara yeter miktarda hacze kabil mal bulunamadığını, borçlunun ... köyü, sarı topraklar mevkii , 643 parselde kayıtlı tarımsal depo ve tarla niteliğindeki taşınmazı 16/08/2013 tarihinde alacaklılarından mal kaçırmak kastı ile muvazaalı olarak ..."e sattığından bahisle, satış işleminin iptali ile taşınmazda müvekkili lehine cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davalı müvekkilinin ticaretle uğraştığını, maddi durumunun iyi olup gayrimenkulleri yatırım amaçlı satın aldığını, 16/08/2013 tarihinde ..."da ki kendi banka hesabından 125.000-TL para çıkartarak ... Garanti Bankası Şubesine kendi hesabına gönderdiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; ..." in taşınmazları gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, 150.000-TL "lik banka dekontundaki paranın 60.000-TL sinin dava konusu taşınmazın satış bedeli olarak ödendiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;,dava konusu edilen taşınmazla ilgili taraflar arasındaki satışın gerçek alım satım olduğu,ödenen bedelin taşınmazın rayicine uygun bulunduğu anlaşılmış,davalıların alacaklıların alacaklarını almalarına engel teşkil edecek şekilde davrandıkları hususu subut bulmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda takip konusu borç 03/03/2013-20/03/2013 tarihli müstahsil makbuzlarından kaynaklanmakta olup dava konusu tasarrufun 16/08/2013 tarihinde borcun doğumundan sonra yapıldığı sabittir. Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında bedel farkı olmadığından mahkemenin bu yönde yaptığı tespiti yerinde olmakla birlikte, dosyada mevcut askerlik kayıtlarından ve tarafların beyanlarından anlaşıldığı üzere davalı borçlu ...’ın oğlu ... ile davalı 3.kişi ...’in asker arkadaşı olduğu, dava konusu taşınmazın devri dışında aynı tarihte davalı borçlunun oğlu ... tarafından da diğer davalı ...’e iki adet taşınmaz daha devrettiği, taşınmazın devir tarihinden yaklaşık 9 ay önce 11/12/2012 tarihinde davalı ...’ın davalı borçlunun oğlu ...’a 22.000 TL,17/12/2012 tarihinde davalı ...’a 15.000 TL, 18/04/2013 tarihinde yine davalı ...’a 5.000 havale ettiği anlaşıldığından mahkemece; davalı ...’in İİK"nun 280/1 maddesi kapsamında borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi; İİK 280/1 madde kapsamında iptal koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.