20. Hukuk Dairesi 2017/6299 E. , 2018/1460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ....ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 103 ada 63, 64, 65 ve 104 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar sırasıyla, 28.223,42 m², 10.790,75 m², 7.726,72 m² ve 45.641,64 m² yüzölçümü ile tarla vasfıyla; 103 ada 66 parsel sayılı taşınmaz 509.732,99m² yüzölçümü ile ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar vekili 03/09/2009 havale tarihli dilekçe ile çekişmeli 103 ada 63, 64 ve 65 ve 104 ada 18 parsel sayılı taşınmazların, mirasbırakanlarından intikal ettiğini ve halen tarımsal amaçlı kullanıldığını belirterek tespitin iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmış, birleşen davacılar çekişmeli 103 ada 63, 64, 65 ve 66 parsel ile 104 ada 18 parsel sayılı taşınmazların tapulu olduğunu ve mirasbırakanlarından bu yana zilyetliklerinde bulunduğunu belirterek tespite itiraz etmişler, asli müdahil Orman Yönetimi taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile davaya katılmıştır.
Mahkemece, asli müdahil Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacılar ... mirasçıları ve ... mirasçılarının davalarının kısmen kabulü ile kısmen reddine, diğer davacı ve müdahil davacıların davalarının reddine, ...ili, Merkez ... köyünde vakii 103 ada 65 nolu parselin orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ... ili, ... köyünde vakii 103 ada 63 nolu parselin mevcut tespitinin iptali ile fen bilirkişileri raporunda ve ekli haritalarında (A) harfi ile gösterilen 6,000 m2"lik kısmın ifraz edilerek 103 ada son parsel numarası verilerek ... Mirasçıları ve ... mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan kısmın tarla vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ... ili, ... köyünde vakii 103 ada 64 nolu parselin mevcut tespitlerinin iptali ile fen bilirkişileri raporlarında ve ekli haritalarında (A) harfi ile gösterdikleri 5,000 m2"lik kısmın ifrazı ile 103 ada son parsel numarası verilerek ... Mirasçıları ve, ... mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan kısmın Orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ... ili merkez ...Köyünde vakii 104 ada 18 nolu parselin mevcut tespitinin iptali ile fen bilirkişileri raporları ve ekli haritalarında (A) harfi ile gösterdikleri 7.300 m2"lik kısmın ifraz edilerek 104 ada son parsel numarası verilerek ... Mirasçıları ve ... mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan kısmın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm birleşen davacılar ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil Orman Yönetimi ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 20/02/2009-23/03/2009 tarihleri arasında ilan edilen orman kadastrosu ve 14/08/2009-14/09/2009 tarihleri arasında ilan edilen arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın bir bölümün orman vasfıyla bir bölümünün tarla vasfıyla Hazine adına tesciline ve bir bölümünün de davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, taşınmazların en eski tarihli memleket haritası ve hava fotğraflarındaki durumu ile tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki, durumu incelenmemiş, davacıların dayandığı tapu kayıtları 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi kapsamında usulünce zemine uygulanmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, davacıların dayandığı 1963 tarih ve 113, 114 ve 115 sıra numaralı tapu kayıtları ilk tesis tarihinden itibaren tüm geldi ve gittileri ile birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli, yine eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1985-1990 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yapılacak araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, davacıların dayandığı tapu kaydının 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısında hukuki kıymetinin olup olmadığı tartışılmalı, şayet taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde ise bu kez davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Bu cümleden hareketle; taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca öncelikle davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası; haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı; yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, kaydın sabit sınırlı sayılıp sayılmayacağı değerlendirilmeli, buna göre tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmelidir.
Çekişmeli taşınmazların tapu kaydı kapsamında kalmadığı veya tapu kaydı kapsamında kalmayan bölümlerinin bulunduğunun belirlenmesi halinde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de; birleşen 2009/306 Esas sayılı dosyada davacı dava dilekçesinde 103 ada 66 parsel sayılı taşınmazın tespitine itiraz ettiğini belirtmesine rağmen yapılan keşif sonucu davacının dava konusu ettiği taşınmaz bölümünün 103 ada 63 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmasına ve davaya 63 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak devam edilmesine rağmen dava konusu olmayan 103 ada 66 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının olağan yollarla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmesi gerekmesine rağmen tutanak aslı dosya arasında bulunan 66 parsel sayılı taşınmaz hakkında bu yönde bir karar verilmemesi de kanuna aykırıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.