16. Hukuk Dairesi 2016/7682 E. , 2019/6411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, mahkemece müdahil ...’un dayandığı tapu kayıtlarından 19.06.1967 tarih 70 sıra numaralı tapu kaydının mahalline uygulanmadığı gibi, davacı ... ’ın dayanağı Ağustos 1953 tarih 27 ve 08.07.1953 tarih 43 sıra numaralı tapu kayıtları ile müdahil ...’un dayanağı Haziran 1967 tarih 69 sıra numaralı tapu kayıtları ile ilgili uygulamanın yeterli olmadığı açıklanarak sözü edilen tapu kayıtlarının kadastro sırasında revizyon görüp görmediklerinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinden sorularak, varsa revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastroca oluşan tapu kayıtları ve komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ile dayanağı olan belgelerin getirilip dosyanın ikmal edilmesi, bundan sonra mahallinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif icra edilmesi, keşif sırasında davacı ve müdahil davacının dayandığı tüm tapu kayıtlarının ihdasından itibaren bütün tedavülleriyle birlikte okunup, tapu kayıtlarının hudutlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanının sağlanması, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutların işaretlettirilmesi, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, davaya konu edilen taşınmazların niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, çekişmeli taşınmazların hudutlarında kadim ... şosesi ile ... deresi bulunduğu halde tapu kayıtlarının niçin bu hudutları okumadığı hususunun üzerinde önemle durulması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, kayıt kapsamlarının belirlenmesinde revizyon gördükleri parsellerin de göz önünde tutulması, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsadığı sonucuna varıldığı takdirde, davacı ve müdahil tarafın dayandığı tapu kayıtlarının sınırlarında mütegayyip eşhas olması nedeniyle, tapu kayıtlarının gayrisabit hudutlu olduğu ve kapsamlarının miktarlarına göre belirlenmesi gerektiğinin göz önünde tutulması, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacılar ile müdahil davacıların davasının kabulüne, 206 ada 18 ve 17 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin iptaline, 206 ada 18 parsel sayılı taşınmazın hüküm yerinde gösterilen payları oranında tapu malikleri adına, 206 ada 17 parsel sayılı taşınmazın ise hüküm yerinde gösterilen payları oranında tapu malikleri adlarına tespitine, taşınmaz Karayolları tarafından kamulaştırıldığından taşınmazın tamamının yol olarak terkinine ve Karayolları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve müdahil davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesi "mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak" yazılmasını zorunlu kıldığı gibi; bu zorunluluk, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298. maddelerinin de amir hükmüdür. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında yer alan "aleni yargılanma ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı" da, kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılar. Bu prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe, hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması zorunlu olduğu gibi, duruşmada tefhim edilen hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığını açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. Somut olayda, mahkemece, dava konusu 206 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların Ekim 1929 tarih 419 nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı, davacı ve müdahil davacıların iddialarının sübut bulduğu gerekçe gösterilmiş ise de; mahkemenin hükmüne gerekçe yaptığı tapu kaydı tarafların dayandığı bir tapu kaydı olmadığı, taşınmazlara komşu parsele revizyon gören bir tapu olduğu, başka ifade ile gerekçede iddia ve savunmalara uymayan durumlardan söz edildiği anlaşılmakla, bu durumun gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla mahkeme kararının hangi gerekçelere dayandığı ve hangi nedene dayalı olarak karar verildiği gerekçeli karardan anlaşılamamakta olup, denetime elverişli bir hukuki gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olması Anayasa"nın 141. ve HMK"nın 297. maddeleri hükmüne uygun bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisi ile müdahil davacı ...’un temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden müdahil davacı ..."a iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.