Esas No: 2015/27712
Karar No: 2018/23910
Karar Tarihi: 24.12.2018
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/27712 Esas 2018/23910 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ..., ...İnşaat Ve Ticaret A.Ş. ile ... vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davalı ... Şirketi’nin diğer davalı şirketlerle yaptığı sözleşmeler ile Marmaray projesinin güvenlik hizmetlerini yürüttüğünü, davacının işe başladığı 07/11/2009 ile iş akdini haklı nedenle sona erdirdiği 19/08/2013 tarihleri arasında sigortalarının taşeron şirkette gösterildiğini, aylık net ücretinin 845,00 TL olduğunu, 100,00 TL yemek ücreti, 100,00 TL yol ücreti ödendiğini, davacının 2 gün 08:00-20:00, 2 gün 20:00-08:00, 2 gün izin kullanma şeklinde, haftada 60 saat çalıştığı, fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, dini ve milli bayram günleri çalışma ücretlerinin de ödenmediğini, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirdiğini, kıdem tazminatının da ödenmediğini, davalı ... Şirketi ile diğer davalılar arasında yapılan sözleşmelerin muvazaalı olduğunu, davacının asıl işverenin işçisi sayılması gerektiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı ... Şirketi vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının haftanın 5 günü 12 saatlik vardiyalar halinde çalıştığını, 1,5 saat ara dinlenmesi yaptığını, davacının asgari ücretle çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin maaş üzerine eklendiğini, 3,5 yıl fazla çalışma ve genel tatil günü çalışma ücreti almama nedeni ile iş akdinin feshinin hayatın olağan akşına aykırı, iddia ve taleplerin de yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Gama Şirketi ile Nurol Şirketi vekili, davacının müvekkillerinin çalışanı olmadığını, pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, HMK’nun 109/2 maddesi gereği kısmi dava açılamayacağını, davacının davalı ... Şirketi’nde belirsiz değil belirli iş sözleşmesi ile çalıştığını, yaptığı fazla çalışmanın ücretin içinde olduğunu, genel tatil çalışmalarının bordrolara yansıtıldığını, hak etmediği kıdem tazminatı talebi olduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Şirketi vekili, davacı ile müvekkili şirket arasında bir sözleşmesi olmadığını, husumet yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, ... Şirketi’nin müvekkili şirketin alt işvereni olmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının talep gibi 07.11.2009 - 19.08.2013 tarihleri arasında 3 yıl 9 ay 12 gün süre ile davalı ... güvenlik ve Kuram Hizmetleri Ltd.Şti işyerinde çalıştığı, davacının Marmaray İnşaat Projesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, ... dışındaki şirketlerin Marmaray Projesini ne şekilde yürüttükleri öncelikli ihtilaf konusu oluşturduğu, bu bakımdan davalıların savunmaları incelendiğinde Marmaray projesini yürüten şirketlerin her birinin davacının kendi işçileri olmadığı, güvenlik şirketinin işçisi olarak çalıştığı ve bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini öncelikli olarak savunduğu, ancak ortada tartışılmaz bir gerçek davacı Marmaray Projesi kapsamında güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, diğer davalı şirketler güvenlik hizmetlerini davalı ... Güvenlik Ltd. Şti."nden satın aldığı, davacının aynı yerde projeyi beraberce yürüten davalılara güvenlik hizmeti sunmuş ve kesintisiz olarak çalışmış olduğundan İş Kanunu"nun 2.maddesinde belirtilen sebeplerle; ... ile diğer şirketler arasında asıl- alt işverenlik durumu söz konusu olup diğer davalılar alt işveren olan güvenlik şirketi ile beraber müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalıların husumete yönelik itirazları kendileri arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirecek olsa dahi bunun davacının tüm işverenlerden talepte bulunmasını hukuken engelleyemeyeceği, dolayısıyla işçi alacaklarından İş Kanunu"nun 2/6 maddesi uyarınca asıl işveren-alt işveren olarak davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutuldukları, davacının iş akdinin fesih sebebi ihtilafsız olduğu, davacının fazla mesai ücretlerinin ödenmediğinden bahisle iş akdini feshettiği, fazla mesai yapıldığının kanıtlanması ve ücretlerinin ödenmediğinin belirlenmesi halinde iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı ortaya çıkacağı, bu kapsamda bakıldığında ve tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde davacının 2 gündüz, 2 gece, 2 dinlenme şeklinde günlük 12 saatlık sistemle çalıştığı anlaşıldığı, bu şekilde çalışma düzeninin varlığı taraflarca inkar edilmediği, ara dinlenmeler düşürüldüğünde ve iki gün gece çalışılıp bir gün dinlenildikten sonra, iki gün gece çalışıp bir gün dinlenildiğinde ve yine sunulan cetvellere göre haftalık 52,5 saatlik bir çalışma yapıldığı, bu çalışma süresine göre davacıya fazla mesai ücreti ödendiği, ancak görev yeri defteri ile ispatlanmış olan bu çalışma sistemine göre fazla mesai ücretlerinin noksan ödendiği, yine aynı şekilde genel tatil dönemlerindeki çalışma ücretlerinin de tam olarak ödenmediği, dolayısıyla davacının iş akdini feshi haklı neden dayanmakta olup davacı kıdem tazminatına, genel tatil ücretine ve fazla çalışma ücretine hak kazandığı, bilirkişinin 09/06/2014 tarihli raporu ve 24/03/2015 tarihli ek raporu ile denetime elverişli şekilde davacının talep edebileceği kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretinin hesaplandığı, ek rapordaki hesaplamalar itirazlar üzerine yapılmış ve gerek çalışma süresi gerek ücret daha doğru bir şekilde belirlenerek yapılan hesaplamalar olduğundan bu rapordaki hesaplamaların esas alınarak hüküm verilebileceği, bu kapsamda 24/03/2015 tarihli bilirkişi raporundaki 1. şıkkındaki hesaplamalar hükme esas alınarak, genel uygulama gözetilmek suretiyle hakkaniyet indirimi de yapılarak hüküm kurulduğu gerekçesi ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı ... Şirketi ve davalı Gama Şirketi vekili ile davalı ... Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-Taraflar arasında hizmet süresi ihtilaflıdır.
Davacının Mahkeme tarafından kabul edilen hizmet süresi içinde, hizmet döküm cetvelinde davalılar ile ilgisi olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamayan bazı işyerleri mevcuttur.
Davacının Mahkeme tarafından kabul edilen hizmet süresi içinde davacının, davalılar Nurol Şirketi, Gama Şirketi, Taisei Şirketi işyerlerinde, davalı ... Şirketi ve ... Şirketi haricindeki güvenlik şirketinde çalışma kaydı olduğu da hizmet döküm cetvelinden anlaşılmaktadır.
Öncelikle davalı ... Şirketi, davalı Gama Şirketi ve davalı Norul Şirketi arasındaki konsorsiyum sözleşmesi / sözleşmeleri ve tüm ekleri dosyaya celbedilmelidir.
Davalılar Nurol Şirketi ve Gama Şirketi arasındaki adi ortaklık sözleşmesi / sözleşmeleri ve tüm ekleri dosyaya celbedilmelidir.
Davalı ... Şirketi, Nurol Şirketi ve Gama Şirketi’nin Marmaray projesinin hangi kısımlarını aldığına ilişkin idare ile yaptıkları tüm sözleşmeler ve tüm ekleri dosyaya celbedilmelidir.
Bu şekilde davalılar Taisei Şirketi, Nurol Şirketi ve Gama Şirketi’nin resmi olarak Marmaray projesinin hangi işlerini üstlendiği, hangi işlerini birlikte ve hangilerini ayrı ayrı üstlendikleri tespit edilmelidir. Buna ilişkin yukarda sayılanlar haricinde belgeler var ise taraflardan sorularak bu belgeler de celbedilerek bu konu açıklığa kavuşturulmalıdır.
Davalılar Taisei Şirketi, Nurol Şirketi ve Gama Şirketi’nin hangi güvenlik şirketi ile hangi projeler ve hangi şantiyeler / hangi bölgeler için güvenlik hizmet alımı yaptığı taraflardan sorularak tespit edilmeli, ilgili güvelik hizmet alım sözleşmeleri celbedilmelidir.
Davacının hangi tarihler arasında davalılardan hangisinin, neredeki, hangi şantiyesinde veya projesinde çalıştığı, hangi davalılar arasındaki hangi güvenlik hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştığı, Mahkeme tarafından kabul edilen hizmet süresi içinde davalılar Taisei Şirketi, Nurol Şirketi ve Gama Şirketi’ne ait olmayan başka işyerlerinde de çalışıp çalışmadığı, bu kapsamda olmak üzere kendisini istihdam eden güvenlik şirketinin davalılar Taisei Şirketi, Nurol Şirketi ve Gama Şirketi’ne ait olmayan merkezinde veyan işyerinde de çalışıp çalışmadığı, bu şekilde başka işyerlerinde de çalışmış ise hangi tarihler arasında hangi günlerde ve hangi saatler arasında nasıl bir çalışma sistemi ile çalıştığı ayrıntılı şekilde sorulmalıdır. Aynı hususlar davalılara / vekillerine de ayrıntılı şekilde açıklatılmalı, konuyu aydınlatacak belgeler celbedilmelidir.
Dava dışı olan ancak davacının çalıştığı tespit edilen güvenlik şirketinden ve hizmet dökümünde görünen diğer işverenlerden yukarıdaki hususlar Mahkeme tarafından sorulmalı, davacının kendi bünyelerinde yaptığı çalışmanın hangi tarihler arasında hangi işverenlerin hangi projeleri / neredeki işyerleri kapsamında olduğu, davacının kendi bünyesindeki çalışmalarının davalılar ile ilgisi ve tüm bu hususlara dair belgeler, diğer şirketler ile yaptıkları sözleşmeler ve davacının puantaj, bordro ve sair kendi bünyelerindeki çalışmasına dair tüm belgeler istenmelidir.
Davacının puantajları, bordroları, davacının çalışmasına ilişkin sair tüm belgeler gerek davalı ... Şirketinden, gerek dava dışı güvenlik şirketlerinden, gerek diğer davalılardan, davacı taraftan, hizmet dökümünde görünen dava dışı işverenlerden istenmelidir.
Davalılar arasında davacının birlikte istihdamı olup olmadığı, var ise hangi tarhler arasında, hangi projeler / işiyerleri arasında olduğu tespit edilmelidir.
...’ndan, davacının Mahkeme tarafından kabul edilen hizmet süresi içinde çalıştığı işyerlerine ve davacının bu işyerlerindeki çalışmalarına ilişkin tüm belgeler ile var ise bu işyerlerine ilişkin hizmet alımı, müteahhitlik, taşeronluk ve sair sözleşmeler celbedilmelidir.
Yukarıdaki hususlar hakkında ve ayrıca davacının hangi dönemlerde hangi davalıların yürüttüğü hangi projelerde / şantiyelerde çalıştığı, Mahkeme tarafından kabul edilen hizmet süresi içinde davalılar Nurol Şirketi, Gama Şirketi, Taisei Şirketi işyerleri haricinde güvenlik şirketinin merkezi veya sair işyerlerinde veya diğer projelerinde çalışıp çalışmadığı, çalıştı ise hangi tarihler arasında hangi günler ve hangi saatler arasında çalıştığı gibi hususlar taraf tanıkları yeniden dinlenerek tespit edilmelidir.
Hizmet dökümünde Mahkeme tarafından kabul edilen hizmet süresinde görünen dava dışı işyerlerindeki sürelerde davalılar adına da hizmet dökümüne ayrıca sigorta primi bildirimi var ise yani aynı tarihlerde birden fazla işyerinde sigortalılık bildirilmiş olması halinde taraflardan / vekillerinde ve davacı asıldan bizzat Mahkeme tarafından nedeni sorularak açıklatılmalıdır.
Hizmet dökümünde Mahkeme tarafından kabul edilen hizmet süresinde görünen dava dışı işyerlerindeki sürelerde davalılar adına da hizmet dökümüne ayrıca sigorta primi bildirimi bulunmaması halinde de dava dışı bu işyeri ile ilgili yukarda belirtilen açıklardan davacı asıldan bizzat, taraflardan/vekillerinden Mahkeme tarafından izahat alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan araştırmalar yapılarak Mahkeme tarafından kabul edilen tüm hizmet süresinin ne kadarından hangi davalının sorumlu olduğu tespit edilerek sonuca gidilmelidir.
Eldeki Mahkeme kararı sadece bir kısım davalılar tarafından temyiz edildiği, davacı temyizi olmadığı için davalılar lehine hizmet süresi bakımından oluşan usuli müktesep hak gözetilmelidir.
Neticeten davalılar bakımından belirlenecek hizmet süresinin tüm taleplere etkisi de ele alınmalıdır.
2-Dairemiz tarafından aynı gün birlikte incelenen benzer dosyalardan ... 3. İş Mahkemesi’nin 2013/482 Esas sayılı dosyasında mevcut 05/12/2013 tarihli duruşma zaptında, davalı ... Şirketi vekili tarafından, eldeki dosya bakımından derdestlik savunması yapılmıştır. Taraflardan derdestlik itirazına sebep olan dosya ve mahkemesi sorularak celbedilip incelenmeli ve neticeye etkisi irdelenmelidir.
3- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı HMK.nun “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;
“Hüküm
MADDE 321- (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar” dan kastedilen HMK.nun 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.
Bu nedenlerle basit yargılamada da tefhim edilecek hüküm HMK.nun 297/2. maddesindeki unsurları taşımakla birlikte HMK.nun 321. maddesi uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Ancak Mahkemelerin iş yoğunluğu ve buna bağlı olarak duruşma dosyalarının çokluğu nedeni ile gerekçenin duruşmada yazdırılamaması halinde gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.
Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Hükmün tefhimi sırasında HMK.nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere “taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
HMK.’un 298/2 (HUMK. nun 382) maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması, tefhim edilen kısa karara aykırı olmaması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına güven sarsılmış olacaktır. Asıl olan tefhim edilen kısa karardır.
Gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması, çelişki yaratır ve gerekçeli kararın yok hükmünde olduğu anlamına gelir. Belirtmek gerekir ki, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince bozma nedenidir.
Somut uyşmazlıkta, tefhim edilen kısa kararda kıdem tazminatına ilişkin kısım "4.585,70 TL kıdem tazminatının (gama nurol ve taisei 4.123,79 TL den sorumlu olarak) fesihten itibaren en yüksek mevduat faiziyle," şeklinde iken gerekçeli kararın hüküm fıkrasında kıdem tazminatına ilişkin kısım "4.585,70 TL kıdem tazminatının fesih tarihi 19.08.2013 gününden itibaren en yüksek mevduat faiziyle," şeklindedir.
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması yukarda belirtilen ilkeler ve Yasal düzenlemeler karşısında hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.