Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3450
Karar No: 2018/2137

Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3450 Esas 2018/2137 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmüş bir vergi usul kanununa muhalefet davasında, sanıklardan biri 2005 yılında sahte fatura kullanmaktan suçlanmış ve beraat etmiştir. Ancak, katılan vekili bu karara itiraz etmiştir. Kararda, sahte faturaların hangi vergi türünde kullanıldığına bağlı olduğu için, suç tarihinin son beyannamenin verildiği tarih olduğu belirtilmiştir. Suç tarihinin 21 Ocak 2006 olduğu kabul edilerek, suçun yürürlükte bulunan kanun maddesi hükümleri ile cezalandırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Sanık hakkında açılan dava zamanaşımı nedeniyle düşmüştür. Diğer sanıkların da yer aldığı ayrı bir davada, sahte fatura kullanma suçlamalarıyla ilgili eksik araştırma sonucunda beraat kararı verilmiştir. Ancak, sanıkların savunma hakları kısıtlanmıştır. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7, 66/1-e ve 67/4, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 223/8, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227/3 ve 230 maddeleri belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi         2017/3450 E.  ,  2018/2137 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Beraat

    A-Sanıklardan ... hakkında “2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Suç tarihinin sahte faturalar hangi vergi türünde kullanılmışsa bu vergiye göre sunulması gereken son beyanname tarihi olduğu cihetle; vergi inceleme raporunda, gelir vergisi yönünden tenkidi gerektirir bir husus bulunmadığının, suça konu faturaların KDV indiriminde kullanıldığının belirtilmesi karşısında, Aralık ayında matrahlı KDV beyannamesi verilmesi sebebiyle suç tarihinin 21.01.2006 olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçunun, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının suçun işlendiği 21.01.2006 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
    B-Sanıklardan ... hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçundan verilen beraat hükümlerine ilişkin katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    1-Sanığın, her ne kadar 2004 yılında Uğurlu Ofset Ltd. Şti. "nin ortağı ve yetkilisi olarak görev yapmışsa da genel vekaletname ile tüm yetkilerini şirketin diğer hissedarı ve aynı zamanda eşi olan sanık ..."a devrettiğini, bu nedenle şirket yönetimi ile ilgilenmediğini, sahte olduğu iddia edilen faturalardan haberdar olmadığını savunması, ayrıca sahte fatura kullanma suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından suça konu fatura asılları ya da onaylı örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi; faturalardaki yazıların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınması, sanığın kullandığı ve sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirketler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ve eklerinin dosyaya getirtilmesi, bu şirketlerin yetkilileri hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan dava açılıp açılmadığı, açılmış ise akıbeti araştırılıp dava dosyası celp edilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu dava ile birleştirilememesi halinde, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin ve faturaların onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti; faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılarak toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,


    2-Aynı şirket kapsamında aynı takvim yılı içerisinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin ayrı suçları değil zincirleme şekilde işlenmiş sahte fatura kullanma suçunu oluşturacağı gözetilerek; sanık hakkında birleşen İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/279-1196 Karar sayılı davasında, sanığın aynı şirket kapsamında kullandığı faturalardan dolayı 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan dava açıldığı, incelemeye konu ana dosyada da aynı şirket kapsamında 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan dava açıldığı anlaşılmakla; her iki dosya bakımından da suça konu sahte faturaların aynı olması durumunda davaların mükerrer olacağı, farklı olması durumunda ise eylemin zincirleme biçimde işlenmiş tek sahte fatura kullanmak suçunu oluşturacağı cihetle; her iki davaya konu faturaların farklı olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre mükerrer dava mı, yoksa aynı takvim yılına ilişkin faklı faturalar nedeniyle zincirleme biçimde işlenmiş tek sahte fatura kullanma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde iki ayrı hüküm kurulması,
    3-Birleşen İstanbul 29.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/05/2012 tarih 2012/279 esas, 2012/1196 karar sayılı davasına ait iddianame ve birleştirme kararı sanığa okunmadan ve birleşen davada sanığa isnat olunan suç yönünden sanığın savunması alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanmış olması,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    C-Sanıklardan ... hakkında “defter ve belge ibraz etmemek” suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin katılan vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Sanığın savunmasında ilgili dönemlerle ilgili defter ve belgeleri vergi denetmeni..."a verdiğini, ancak geri alamadığını, defterlerin..."da olduğunu beyan etmesi,... ve ... ... tarafından imzalanan 21.07.2010 tarihli tutanak içeriğine göre tüm defter ve belgelerin şirket muhasebecisi ... .... teslim edildiğinin tespit edilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, ... ... tanık sıfatıyla konuya ilişkin bilgi ve görgüsüne başvurulduktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması

    Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi