Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6547
Karar No: 2015/17536
Karar Tarihi: 17.12.2015

Rüşvet almak - vermek - sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/6547 Esas 2015/17536 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2015/6547 E.  ,  2015/17536 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Rüşvet almak, vermek, sahtecilik, dolandırıcılık
    HÜKÜM :Sanık ... hakkındaki kamu davasının ölümü nedeniyle düşürülmesine, sanıklar ..., ... ve ...’ın lehe kabul edilen 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca zincirleme biçimde nitelikli zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetlerine, sanık ...’ın nitelikli zimmete yardımdan mahkumiyetine, sahtecilik suçundan beraatine


    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanığın hükümden sonra 29/03/2012 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nın 64 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322, 5237 sayılı TCK"nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davalarının ayrı ayrı DÜŞÜRÜLMESİNE,
    Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/04/2008 gün ve 2008/5-41 Esas, 2008/89 sayılı kararının gerekçesinde de kısmen açıklandığı üzere, lehe yasa karşılaştırılmasında, önceki yasadaki ceza asgari hadden tayin edilmiş ise, yeni yasada da mutlak suretle asgari hadden tayin edilmelidir, ya da indirimler en üst oranda uygulanmış ise, 5237 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasında da aynı şekilde azami oranda indirim yapılmalıdır veya önceki yasada temel cezadan ne oranda uzaklaşılmış ise sonraki yasada da temel cezadan o oranda uzaklaşılmalıdır şeklindeki matematiksel bir ölçü konulmasının cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine aykırı olacağı, gerek lehe yasanın belirlenmesinde, gerekse temel cezanın tayin edilmesinde artırım ve indirim maddelerinin uygulanmasında bir çelişki ve zaafiyet yaratılmamış olduğu takdirde hakimin her somut olayda, sanığın eylemdeki etkinliğini, meydana gelen zarar ile yargılama sürecindeki tutumunu ve sair halleri gözetip 765 sayılı TCK"nın 29 ve 5237 sayılı TCY"nın 61. maddelerince şahsileştirme yöntemiyle hükmünü kurmakta özgür olduğu gözetilerek mahkemenin gerekçesine nazaran lehe yasanın temel ceza olarak belirlenmesine ilişkin miktarlarda orantılılık ilkesinin ihlal edilmediği kabul edilmiş, sanıkların eylemlerine uyan 765 sayılı TCK"nın 202/2, 80, 219/son, 33, 5237 sayılı TCK"nın ise 247/1-2, 43/1, 204/2, 43 maddelerine göre TCK’nın 3. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi de gözetilerek lehe yasa karşılaştırması yapılması suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sahtecilik suçu yönüyle 765 sayılı Yasanın 339. maddesi ile 5237 sayılı Yasanın 204/2. maddesi arasında karşılaştırma yapılması 5237 sayılı Yasa hükümleri lehe kabul edilerek uygulama yapılmış olması nedeniyle sonuca etkili görülmediğinden, zimmet suçunu sahte olarak düzenlenmiş gümrük çıkış beyannameleri ve devir alım beyannameleri ile vergi iade raporlarını kullanmak sureti ile bu evraklara dayalı olarak düzenlenen tahakkuk fişleri ile evrakları ve çekler ile işlediklerinin kabul edilmesi gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde kabulde bulunulması ise esasa müessir bulunmadığından bozma sebebi sayılmamış, sahtecilik fiillerinin 765 sayılı TCK"nın 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunun unsuru olması nedeniyle ayrıca resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulamayacağı, buna karşılık 5237 sayılı TCK"nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme uyarınca hem zimmet hem de resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu gözetilip, 5237 sayılı Yasanın 212. maddesine göre ise ayrı bir suç oluşturması nedeniyle bu suça ait dava zamanaşımı süresinin 5237 sayılı Kanuna göre belirlenmesi gerektiğine işaret eden Ceza Genel Kurulunun 17/09/2013 tarih ve 2013/2-499; 2013/375 sayılı Kararı nazara alınarak tebliğnamede sahtecilik suçu yönünden zamanaşımı nedeniyle bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiş, Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin ilamının sanık... yönünden infaz aşamasında nazara alınması olanaklı kabul edilmiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 24/01/1983 tarih ve 8-486/6 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, "yerinde görülmeyen sair itirazların reddine" tabirinin hükmün bir bölümünün onandığı anlamına gelmediği hususu göz önüne alınarak, bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    765 sayılı TCK’nın 29. maddesinin 6. fıkrasının amir hükmü karşısında, ceza artırılır veya eksiltilirken, her ceza için belirli hadlerin tecavüz edilemeyeceğine ve her nev’i cezaya mahsus hadlerin aşılmasını yasaklayan bu kuralın ara işlemleri değil, son artırma veya eksiltmeye uygulanacağına, bir diğer deyimle cezanın artırılıp eksiltilmesine ilişkin ara işlemlerde yasada yazılı aşağı ve yukarı ceza sınırın aşılabilmesinde bir engel yoksa da, son olarak belli edilen ve hükmolunan ceza miktarının yasada yazılı sınırların üstünde veya altında bir ceza olamayacağına göre, kamu davasına konu teşkil eden ve sübutu kabul olunan sanıkların eylemine uygulanma olasılığı bulunan 765 sayılı TCK’nın 202/2. maddesinde gösterilen cezanın yukarı haddinin anılan Yasanın 13. maddesinde gösterildiği üzere 24 yıl hapisten ibaret bulunmasına rağmen, sanıkların anılan yasa hükümlerine göre sonuç olarak 24 yıl yerine 30 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmaları gerektiği kabul edilip sanıklar... ve ... hakkında lehe Kanunun hatalı tespiti,
    Nitelikli zimmet suçundan kurulan hükümlere ilişkin olarak lehe Yasa karşılaştırılması yapılırken teselsül hükmünün değerlendirilmesi sırasında 765 sayılı Yasaya göre üst sınırdan ve alt sınırdan 3 kat oranında uzaklaşılırken 5237 sayılı Yasaya göre ise üst sınırın altında ve alt sınırdan 2 kat oranında uzaklaşılmak suretiyle orantılılık ilkesine aykırı davranılması,
    Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak da mahkumiyet hükmü kurulan sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı TCK"nın 53/5. maddesinde yer alan "... cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kötüye kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir" şeklindeki düzenlemeye göre; cezanın bir katından anlaşılması gerekenin, cezanın kendisi olup sanık ... hakkında sahtecilik suçundan hükmedilen 7 yıl 6 ay hapis cezasını geçemeyeceği de nazara alınmadan 10 yıl süreyle TCK"nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına hükmedilmesi,
    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/12/2008 gün ve 2008/146-235 sayılı kararına göre mağdurun belli olması ve maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilebileceği durumlarda suçun maddi konusunu oluşturan değerlerin karşılığının müsaderesine karar verilemeyeceği, kaldı ki suç tarihinde yürürlükte bulunan sanığın ölümünü düzenleyen 765 sayılı TCK"nın 96. maddesinde 5237 sayılı Yasanın 64. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “…maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.” şeklindeki düzenlemenin karşılığı olacak bir hükmün bulunmaması, 765 sayılı TCK"nın 2/2, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddeleri karşısında; sanık ...’nın ölümü nedeniyle verilen düşme kararı sonucunda kanuni mirasçısı bulunan şahsi hak sahiplerinin aleyhine sonuç doğuracak ve yasal dayanaktan yoksun şekilde “kazanç müsaderesi hususu yönünden hukuk mahkemesinde dava konusu olabileceği gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verildiği, Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/14 Esasında kayıtlı karaparanın aklanması ile ilgili kamu davasının bulunduğu, mirasçıların külli halefiyet nedeni ile hukuk sorumluluklarının bulunması hususları göz önüne alınarak gayri menkuller üzerinde, banka mevduatlarında, motorlu araçlar üzerindeki ihtiyati tedbirlerin karar kesinleşinceye kadar ve takdiren karar kesinleştikten sonra 2 yıl süre ile DEVAMINA” karar verilmesi,
    Yine aynı şekilde yasal dayanaktan yosun biçimde “Soruşturma aşamasında ve evveliyatında 1998/55 Esas olan bu dosya üzerinden 29/05/1998 günlü celsenin 5 nolu ara kararında kurulan ve mahkumiyet kararı verilen sanıklar ..., ..., ..., ..."nun mevcut gayri menkulleri üzerinde, bankalardaki mevduatlarında, motorlu araçları üzerindeki ihtiyati tedbirlerin karar kesinleşinceye kadar ve takdiren karar kesinleştikten sonra 2 yıl süre ile daha devam etmesine,” dair hüküm tesisi,
    4616 sayılı Kanunun 1/5-a maddesinin “Türk Ceza Kanununun …., 202, … 339 ila 349, ….maddelerinde, yer alan suçları işleyenler hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki hükmü karşısında, sanıklar hakkında anılan Yasanın uygulanma olanağı bulunmadığı ve infazı ilgilendirdiği de gözetilmeden “Suç tarihine göre 4616 S.K.nın 1/3-son maddesindeki cezai indirimlerin cezanın infazı sırasında nazara alınmasına, bu hususun infaz için C.Savcılığına yazılan yazı üzerine derciine,” karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, katılan vekilinin ve sanıklar..., ...ve ... müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetlerin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1. ve 3. bentlerinin (A) ve (B) sayılı alt bentlerinin, 6, 9 ve 10. bentlerinin tamamının, 2. bendin 3. paragrafının tamamının çıkarılması, diğer bentlerin çıkarılan bentlere göre teselsül ettirilmesi, mahkemenin cezaların belirlenmesine ilişkin gerekçe ve takdiri de gözetilerek hükmün 1. ve 3. bentlerine;
    “sanığın eylemdeki etkinliği, meydana gelen zarar ile yargılama sürecindeki tutumu ve sair halleri gözetilerek eylemine uyan ve lehine olan 765 sayılı TCK’nın 202/2. maddesi uyarınca 5252 sayılı Yasanın 5 ve 6. maddeleri de gözetilerek takdiren ve teşdiden 20 yıl hapis ve zararın 3 misli olan 1.891.149 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
    Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün birden fazla ihlal edilmesi nedeniyle ihlal sayısı nazara alınarak orantılılık ilkesi gözetilerek 765 sayılı TCK’nın 80. maddesi uyarınca verilen cezanın takdiren ve teşdiden 1/4 oranında artırılması suretiyle sanığın 25 yıl hapis ve 1.891.149 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
    Sanık hakkında dosya kapsamına göre takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığına,
    Sanığın 765 sayılı TCK’nın 13 ve 29/6. maddeleri uyarınca sonuç olarak 24 yıl hapis ve 1.891.149 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
    TCK’nın 202/4. maddesine göre meydana gelen 630.383,04 TL zararın tahsilinde tekerrür olmamak şartıyla ödettirilmesine,
    Gözaltında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin 765 sayılı TCK’nın 40. maddesi uyarınca cezasından mahsubuna,
    765 sayılı TCK"nın 219/son maddesi gereğince memuriyetten müebbeten mahrumiyetine,
    765 sayılı TCK"nın 33. maddesi gereğince, Türk Medeni Kanununun 471. maddesi de gözetilerek, sanığın hapis halinin devamı süresince yasal kısıtlılık altında bulundurulmasına,
    Sanığın hükmolunan adli para cezasını 647 sayılı Yasanın taksitlendirme ile ilgili 5. maddesi hükmünce birbirini takip eden aylık taksitler halinde ve 24 eşit taksitte ödemesine ve taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın sanıktan alınacağının, hapse çevrileceğinin ihtarına,
    Ödettirilmesine karar verilen zarar miktarı üzerinden hesaplanan 37.444,75 lira nispi harcın tahsilinde tekerrür olmamak şartıyla sanıktan tahsili ile Hazineye irat kaydına,” cümlelerinin ilavesi suretiyle sanık ... hakkında verilen ölüm nedeniyle kamu davasının düşürülmesine, sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat, sanıklar ..., ... ve ... haklarındaki sair yönleri usul ve kanuna uygun kısmen re’sen de temyize tabi olan mahkumiyet hükümlerinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi