4. Hukuk Dairesi 2016/10403 E. , 2018/7169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Gazete Dergi Basım A.Ş. ve ... aleyhine 29/08/2014 gününde verilen dilekçe ile yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat, erişimin engellenmesi ve yayın istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın esastan reddine dair verilen 17/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dava, internet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat, yayın ve saldırının önlenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkilinin ...İlçe Belediye Başkanı olarak görev yaptığını, davalılardan ...’ın sorumlu yazı işleri müdürü ve internet yayın sorumlusu olduğu, diğer davalı şirketin ise imtiyaz sahibi olduğu www.....com.tr adlı internet sitesinde 22/08/2014 tarihinde yayınlanan “O isim ...” başlıklı yayında sarf edilen gerçek dışı sözlerle müvekkilinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek; manevi zararın giderilmesi, kişilik haklarına yönelik saldırının önlenmesi ve kararın yayınlanması isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili; davaya konu edilen yayının güncel ve görünen gerçeğe uygun olup, eleştiri sınırları içinde kaldığını belirterek, müvekkili olan şirket yönünden husumet nedeniyle; diğer davalı yönünden de davanın esastan reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davaya konu yayının görünür gerçeğe uygun olduğu ve basın özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124. maddesi "Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder." hükmünü düzenlemiştir.
Yukarıda açıklanan kanuni düzenleme ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde, davalı şirketin husumet itirazı üzerine; davacı tarafın, açıklanan kanuni düzenleme uyarınca internet sitesinin imtiyaz sahibi olarak dava dışı “...Medya Yayın Hizmetleri A.Ş.” nin davaya dahil edilmesini talep ettiği; ancak mahkemece, davacının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124. maddesi kapsamında taraf değişikliği talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Şu durumda, mahkemece öncelikle talep hakkında karar verildikten sonra uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele edilmesi Hakkında Kanunun 4. ve devamı maddeleri gereğince yazı işleri müdürü ve internet yayın sorumlusu olan davalılardan ...’a husumet düşmediğinden anılan davalı yönünden talebin husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
3- Davaya konu 22/08/2014 tarihli www.... .com.tr adlı internet sitesinde “O isim ...” başlıklı yayında; davacının, dava dışı ... eski Genel Başkanı ... ile ilgili birtakım bilgileri basına verdiği, ..."de ... değişikliğinde rol oynadığı ve bu yolla belediye başkanlığına aday olduğu yönünde söz ve ifadelerin kullanıldığı, davacıya isnat edilen hususlara ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil ya da emare bulunmadığı ve iddiaların maddi olgulara dayanmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu yayında kullanılan söz ve ifadeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, ifade ve basın özgürlüğü kapsamında korunması gereken kişisel değer yargısı niteliğinde olmayıp, davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetindedir.
Şu durumda; kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış ve hükmün bu nedenle de bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1-2 ve 3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.