3. Hukuk Dairesi 2017/16137 E. , 2018/678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesiyle; tarafların müşterek murisi..."un 16/07/2007 tarihinde vefat ettiğini ve maliki olduğu, ... ili, ... ilçesi, ... Mah. ... Sokağı, 2 pafta, 1270 ada, 225 parselde kayıtlı taşınmaz ile, ... ilçesi,... Mah. 185 pafta, 1039 ada, 1 parselde 4 katlı binasının bulunduğunu;..."ün arsasının kendisi ve diğer iki kardeşlerinin parası ile alınıp 1989 yılında inşa edildiğini, kendisinin 1992-1996 yılları arasında ..."da çalışıp, ... ilçesi,... Mah. 185 pafta, 1039 ada, 1 parselde 4 katlı binanın 4. katını ise tamamen kendi imkanları ile yaptığını; murisin sağlığında davalı ve diğer mirasçılar arasında yazılı olmayan miras mukavelesi yapılarak ..."deki gayrimenkulden herhangi bir hak talep etmemesi karşılığında...’deki dairenin davalıya verilmesinin kararlaştırıldığını ve davalının da bunu kabul ettiğini, ancak; 16 yıl sonra miras anlaşmasını kabul etmediğini, babasının hacir altına alınması için ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi Hâkimliğinin 2005/49 esas sayılı dosyası ile dava açmış ise de; bu davanın reddedildiğini, gayrimenkulü hala kullanmaya devam ettiğini; muris ... vefat ettikten sonra ..."deki yer için davalı tarafından ... 1. Sulh Hukuk Hâkimliğinin 2008/707 E. sayılı dosyası ile izaleyi şuyu davası açıldığını ve bu davanın kabulle sonuçlandığını, muris ..."un yazılı ifadeleri ve toplanacak delillerle davacı tarafından kullanılan..."deki daire kendisi ve kardeşlerinin parası ile yapılmış olduğundan; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, 10.000 TL katkı payının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, son celsede davasını ıslah ederek, sadece ..."deki taşınmazdaki iyileştirme bedeli talep ettiklerini, diğer taleplerinden vazgeçtiğini beyan etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesiyle; davacının bahsettiği gibi sözlü herhangi bir sözleşme yapmadığını, davacının..."de bulunan taşınmazın 4. katını babasının yaptırdığını ve kendisi ile diğer üç kardeşine babası tarafından birer daire verildiğini, kendisine düşen rutubetli bodrum daireyi babasından ücret karşılığı aldığını, diğer kardeşlerin herhangi bir ücret ödemediğini, davacının ..."deki evde hiçbir tadilat yapmadığını, davacının ..."deki dairede bedava oturduğunu,...’deki daireyi de kiraya vererek kira geliri elde ettiğini ileri sürerek, davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak dava açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalıya, davacı vekili tarafından taşınmazların kim tarafından yapıldığı konusunda yemin yöneltilmiş; davalı da 06.05.2014 tarihli celsede; davacı abisinin ..."deki evde oturduğunu, binayı babasının yaptığını, içinin badana boyası hariç herhangi bir iyileştirmenin yapılmadığını, davacının..."deki evi kiraya verdiğini, hala kirasını aldığını, oradaki evde de herhangi bir iyileştirme yapmadığını belirttiğini, davacının..."deki taşınmaz hakkındaki talebinden vazgeçtiği görüldüğünden bu talebinin reddine; ..."deki taşınmazda davacının yapmış olduğu iyileştirme bedeli, toplanan delillerden ve bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere 4.762,50 TL olduğu anlaşılmış, davanın bu miktar üzerinden kabulüne, artan kısmın reddine karar verilmiş, hüküm; süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
Somut olayda; davacı davasında ortak murislerinden kalan ... ili, ... ilçesi, ... Mah. ... Sokağı, 2 pafta, 1270 ada, 225 parselde kayıtlı taşınmazda yaptığı iyileştirme masraflarını belirtmek suretiyle 10.000 TL alacağın davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile, 4.762,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı yaptığı imalat yönünden iddiasını ispat edememiş, yemin deliline başvurmuştur. Davalı ise, 06.05.2014 tarihli oturumda yeminli beyanında davaya konu edilen taşınmaza davacının yaptığı herhangi bir imalat bulunmadığını beyan etmiştir. Bu beyan artık mahkemeyi bağlar. Mahkemece, boya ve badana dışında kalan imalatlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup; bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.