12. Ceza Dairesi 2018/8066 E. , 2019/1862 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, Özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit
Hüküm : 1-Katılan ...’e karşı;
a)Hakaret suçundan TCK"nın 125/2-1, 43/1, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet,
b)Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK’nın 134/2, 62/1, 51/1-3-6-7-8, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
c)Tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1.c, 62/1, 50/1-a, 52/2-4.maddeleri gereğince mahkumiyet,
2-Katılan ...’a karşı;
a)Tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1.c, 43/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50. ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun"un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; 01.12.2015 tarihinde doğrudan hükmedilen 1860 TL"den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2-Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:
Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli 2018/4-394 esas, 2018/478 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; sanığa isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu 5271 sayılı CMK’nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olup, soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak uzlaştırma işlemleri yapılmış ve sonuç alınamadığından kamu davası açıldığı anlaşılmakla; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 254. maddesine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi için bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın suç kastının olmadığına, lehe hükümlerin uygulanmadığına, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, mahalli Cumhuriyet savcısının, hükmün açıklanmasının geri bırakılmama gerekçesinin kanuna aykırı olduğuna, katılanlar vekilinin erteleme şarlarının oluşmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
3-Tehdit suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli 2018/4-394 esas, 2018/478 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; hükümden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK"nın 106/1-1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK"nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.