11. Hukuk Dairesi 2016/6555 E. , 2018/522 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/11/2015 tarih ve 2014/536-2015/748 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesine göre dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü döneme ait iş ve işlemlerin sorumluluğunun davalıya ait olacağının kararlaştırıldığını, Ankara 13. İş Mahkemesince verilen kararın kesinleşmesi nedeniyle müvekkili tarafından 11/04/2011 tarihinde 352.776,39 TL’nin icra dosyasına ödendiğini, temyiz harcı v.s giderlerin yapıldığını, bu ödemelerden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş, hisse devri aşamasında bilanço çalışmaları yapıldığını, devre esas bilanço düzenlemesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğunu, hisse satış sözleşmesinin “alıcının taahhütleri” başlıklı 9. maddesinin 3. ve 4. bentlerine göre davacı şirketin hak talep edemeyeceğini, anılan sözleşmede İHDS hükümlerinin saklı tutulmasının iki sözleşmenin birbirinden bağımsız düşünülemeyeceğini açıklayan ibare olduğunu, İHD sözleşmesinin 18.6 maddesine ve ihale şartnamesinin 22. maddesine göre davacının talep hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Ankara 13. İş Mahkemesinin 2006/20 Esas sayılı dava dosyası ile verilen ilama dayalı olarak yapılan icra takibi üzerine davacının 11/04/2011 tarihinde 352.776,39 TL ödediği, ayrıca kanun yolu aşamasında 8.835,00 TL onama harcına hükmedildiği, davalının % 15 oranında kusurlu olduğu, işletme hakkı Devir Sözleşmesi hükümlerine göre, yapılan ödemeden davalının kusuru oranında sorumlu olduğu, manevi tazminat davasına ilişkin ihbar yükümlülüğü davacı tarafından yerine getirilmediği için işlemiş faizden davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 36.234,56 TL"nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında akdedilen İHDS"nin 7.4 maddesi uyarınca, dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun davalıya ait olduğu ve yine bu kapsamda üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek talep ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün de davalı tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Bu durumda davacı tarafından yapılan ödemenin tamamından davalının sorumlu olduğu gözden kaçırılarak; mahkemece, İHDS"nin 7.4 maddesi uyarınca davalı ..."ın sorumlu olduğu döneme ilişkin Ankara 13. İş Mahkemesinin 2006/20 E.-2008/910 K. sayılı ilamında meydana gelen iş kazasında davalı ...’ın % 15 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, dolayısıyla davacı tarafından yapılan ödemeden de davalının kusuru oranında sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Ayrıca, İHDS"nin 7.4 maddesi kapsamında dava ve takiplerde davacı tarafa herhangi bir bildirim yükümlülüğü getirilmemiş olduğu halde, davacı tarafça manevi tazminat davasına ilişkin ihbar yükümlülüğü yerine getirilmediği gerekçesiyle dava tarihi ile ödeme tarihi arasındaki işlemiş faizden davalının sorumlu tutulmaması doğru görülmediği gibi; davacı tarafça ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi talep edildiği ve davacının mal varlığındaki eksilme de ödeme tarihlerinde gerçekleştiğinden, ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.856,18 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.