14. Hukuk Dairesi 2015/11721 E. , 2018/3024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük. Mah. Sıf.)
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 01.09.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, emlak alım satım sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır.
Davalı vekili, harici satış sözleşmesine dayanarak davacıların tapu iptal ve tescil talep edemeyeceklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların tapu iptal ve tescil taleplerinin reddine karar verilmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; mahkemece davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılarak hüküm verilmiştir. Ancak Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olarak başlanılan bir yapı olmadığı gibi, davalının yüklenici sıfatıyla hareket ettiğine dair bir beyan da olmadığından davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılması usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek asliye hukuk mahkemesi sıfatı ile davaya devamla çekişmenin esası incelenip hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde tüketici mahkemesi sıfatı ile davaya bakılmış olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.