Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15806
Karar No: 2017/3965
Karar Tarihi: 05.04.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/15806 Esas 2017/3965 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/15806 E.  ,  2017/3965 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar ve davalılar ... ile ...avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... vekili avukat ..., diğer davalı ... vekili avukat ... ile davacılar vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacılar vekili, davacılardan ... 12/02/2010 tarihinde Irmak adlı bebeğini davalı hastanede dünyaya getirdiğini, erken doğum nedeniyle davalı çocuk doktoru ...tarafından bebeğin yenidoğan bakım ünitesine yatışının yapıldığını, 58 gün boyunca bebeğin aynı hastanede yattığını, 15.04.2010 tarihinde taburcu olduktan sonra da rutin muayene için davalı çocuk doktoruna birkaç kez gelindiğini, son olarak 30/04/2010 tarihinde muayene için gelindiğinde, göz muayenesinin yapılmasının istendiğini ancak davalı göz doktoru ... tarafından yapılan muayenede, 19/02/2010 tarihinde bebeğin kendisi tarafından muayene edildiğini, bir hafta sonra yeniden muayene gerektiğinin belirtilmesine rağmen gelinmemesi nedeniyle tedavi için geç kalındığının, ileri bir merkezde tedavi edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, başka bir sağlık kurumunda ise bebeğin görme yetisinin yitirildiğini, tedavinin mümkün olmadığını öğrendiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı baba ... için 5.000TL, anne ... için 5.000TL, bebek Irmak için 5.000TL olmak üzere toplam 15.000TL maddi tazminatın; bebek Irmak için 100.000TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 40.000TL"şer olmak üzere toplam 180.000TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, 1-Davalı ... ... hakkında açılan davanın reddine, 2-Maddi tazminat açısından; A) Davacılar ... ve ... hakkında açılan davanın Kısmen Kabulü ile 75,TL"şer olmak üzere toplam 150,TL"nin 30.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve Özel ... ... Sağlık Hizmetleri A.Ş."den alınarak davacılara verilmesine, Davacıların fazlaya yönelik talebin Reddine, B) Diğer davacı ... hakkında açılan davanın KABULÜ ile, 5.000,TL açılan maddi tazminatın 30.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve Özel...Sağlık Hizmetleri A.Ş."den alınarak davacılara verilmesine, Davacının fazlaya yönelik hakkının saklı tutulmasına, Manevi tazminat açısından açılmış bulunan davanın Kısmen Kabulü ile, Davacı ... için 20.000,TL, Abdulmetin için 20.000,TL, ... için 50.000,TL tazminatın 30.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve Özel ... Sağlık Hizmetleri A.Ş."den alınarak davacılara verilmesine, Davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar, davalı göz doktoru Mehmet Demir, davalı hastane tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacılar, davalı hastanede dünyaya gelen ve erken doğum nedeniyle 58 gün yoğun bakımda, davalıların gözetiminde kalan bebeğin, göz muayenesinin geciktirilmiş olması nedeniyle görme yetisinin kaybedildiğini ileri sürerek, maddi manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalılar, ayrı ayrı, sorumluluğun kendilerinde olmadığını savunmuşlardır. Mahkemece ise, dosyaya kazandırılan Adli Tıp kurumu raporu ile bilirkişi kurul raporu gerekçe gösterilmek suretiyle, çocuk hastalıkları uzmanı olan ..."in yapmış olduğu tedavi ve takiplerde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı ..."in ise özen borcuna aykırı davranıp kusurlu görüldüğünden dolayı sorumluğunun bulunduğu, diğer davalı Özel ... Sağlık Hizmetleri AŞ"nin ise istihdam eden sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmek suretiyle hüküm tesis edilmiştir.
    Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir.
    Dosya kapsamı incelendiğinde, mahkemenin Adli tıp Kurumundan ve Öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldığı görülmektedir. Bebeğin maluliyet durumuna ilişkin alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu"nun 29.06.2012 tarihli raporunda: " 12.02.2010 tarihinde 30 haftalık prematüre olarak doğan küçüğün ...( prematüre retinopati) açısından 12.03.2010 tarihinde yaptırılması gerektiği, ancak küçüğün bu açıdan ilk göz muayenesinin 30.04.2010 tarihinde yapılmış olduğunun anlaşıldığı, küçüğün göz muayenesinin zamanında yaptırmayan küçüğün takibinden sorumlu hekimin eylemlerinin tıp kuralarına uygun olmadığı,..." ifade edilmiş; Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu"nun 26.12.2012 tarihli raporunda ise "premature bebeğin 12.02.2010 günü doğduğu, bebeğe solunum sıkıntısı nedeniyle 10 gün solunum makinesine bağlanarak yapay olarak nefes alıp vermesi (mekanik ventilasyon) sağlandığı, doğumdan 2 hafta sonra 26.02.2010 tarihinde çocuk hekimi tarafından göz muayenesi istendiği, aynı gün göz hekimi tarafından yapılan muayenede retinanın immatür durumda olduğu, 1 hafta sonra yeniden göz muayenesine çağrıldığı, bebeğin mekanik vantilasyondan çıkarıldıktan sonra 60 gün süreyle yenidoğan yoğun bakım ünitesinde hayati fonksiyonlarının normale gelmesi için tedavi edildiği, bu süre içinde 2. bir göz muayenesinin istendiğine ve yapıldığına dair tıbbi belgelerinde bir kayıt bulunmadığı, 30.04.2010 tarihinde doğumdan yaklaşık 2,5 ay sonra (78gün) yapılan göz muayenesinde ileri derecede yenidoğan retinopatisi (ROP) tespit edildiği cihetle;
    1-Çocuk hastalıkları hekiminin bebeği doğumdan sonraki tıbbi süre içinde göz hekimine gönderdiği anlaşıldığından, bu eyleminin tıp kuralarına uygun olduğu,
    2-Göz hastalıkları hekiminin 26.02.2010 tarihinde yaptığı göz muayenesinde bebeğin retina damarlarında yetersizlik (immatürite) bularak 1 hafta sonra yeniden göz kontrolüne çağırmasının tıp kurallarına uygun olduğu,
    3-Bebeğin yoğun bakımdaki tedavi sürecinde yeniden göz hekimine gönderildiğine dair tıbbi belge olmadığı, ancak bu türlü yoğun bakım altındaki prematüre bebeklerde göz muayenesi yapılırken okulokardiak refkeks nedeniyle ani kalp durmaları olabileceği tıbben bilindiğinden, bir taraftan bebeğin yaşatılması için yoğun çaba harcanırken diğer taraftan göz muayenesi sırasında kalp durması riski bulunduğundan, bebeğin yaşatılması çabaları göz muayenesinin önüne geçtiği, bu nedenle bebeğin hayatını riske atmamak için göz muayenesinin ertelenebileceği oy birliği ile mütalaa olunur." denilmiştir.
    ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları öğretim üyelerinden alınan 02.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise; "Sonuç olarak; 1. Çocuk hastalıkları hekiminin bebeği doğumdan iki hafta sonra göz muayenesi için ilgili göz hekimine gönderdiği anlaşıldığından, bu eylemin tıp kurallarına uygun olduğu, 2. Göz hastalıkları hekiminin 26.2.2010 tarihinde yaptığı göz muayenesinde bebeğin periferik retina damarlanmasının tamamlandığı, ancak immatür (?) olduğu ifadesinin çelişkili olduğu, 3. Göz hastalıkları hekiminin periferik damarlanmanın tamamlanmış olmasına karşın (?) 1 (Bir) hafta sonra bebeğin tekrar kontrolünün yapılması yönündeki ifadesinin tıbben anlaşılamadığı, 4. Bu ilk muayene sonrasında bebeğin yaklaşık 2 (İki) ay boyunca tekrar göz muayenesinin yapıldığına dair tıbbi belge olmadığı tespit edilmiştir. 5.32 haftadan erken doğan ve 1500 gramın altında tüm prematüre bebeklerde doğumdan sonraki 28. günde veya bebek post-konsepsiyonel 31. haftasını doldurduğunda deneyimli bir göz hekimi tarafından tercihen bebeğin bulunduğu ortamda retinopati açısından ilk muayenesinin yapılması gerektiği, ortaya çıkan bulgulara göre bu muayenenin periferik damarlanmanın tam olarak bitmesine kadar 1-2 haftalık aralıklarla tekrarlanması gerekliliği mevcuttur. Eşik hastalık düzeyinde retinopati saptanan bebeklere uygulanan laser fotokoagülasyon ile bu durumun düzelme olasılığının yüksek olduğu bilinmektedir. 6. Yukarda açıklanan bu duruma göre, bebeğin 32. haftada yapılan muayenesinde belirtildiği gibi periferik damarlanmasının tamamlanması mümkün görülmemektedir. Hastanın 12.2.2010-15.5.2010 tarihleri arasında Özel ... Hastanesi"nde yatarken prematüre retinopatisi gelişme riskinin yüksek olması sebebiyle (30 hafta, 1200 gram) göz muayenesi takiplerinin yeterli düzeyde yapılmadığı anlaşılmıştır." denilmiştir.
    Mahkemece anılan raporlar gerekçe gösterilmek suretiyle, hüküm tesis edilmiş ise de, sonuç kısımları yazılan raporlarda davalıların kusuruna ilişkin açık bir tespit yapılmadığı; bununla birlikte, daha sonra dosya içerisine kazandırılan ... 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2013/9E. Sayılı dosyasında alınan 02.02.2016 tarihli yine Öğretim üyelerinden alınan bilirkişi heyeti raporunda: "Bebek ..."un doğumdan sonraki 2.haftada yapılan göz muayenesi, erken istenmiş olmakla birlikte, tıp kurallarına uygundur. 2. 26.02.2010 tarihli el yazısı ile yazılan rapordaki "retina damarlanması tamamlanmış" ifadesi, takip eden cümleler dikkate alındığında sehven yazılmış olduğunu göstermektedir. 3. Sadece bu İfade nedeniyle kontrol muayenelerinin, bebek Yenidoğan Yoğun bakım ünitesinde yatmakta iekn hastanın sorumlu doktoru tarafından yaptırılmaması özensizliktir." denildiği anlaşılmıştır.
    Tüm dosya kapsamı, özellikle dosya içerisine kazandırılan tüm raporlar incelendiğinde, mahkemece aldırılan 02.05.2014 tarihli bilirkişi heyeti raporunun davalı doktorların kusurları yönündeki açıklamalarının yetersiz olduğu ancak anılan ceza yargılamasında alınan bilirkişi heyeti raporunda çocuk doktorunun kusurlu olduğuna dair beyanlar bulunduğu anlaşılmakla; pramütüre doğan bebeğin yeni doğan bölümünde yattığı sırada çocuk doktorunun kontrolünde olduğu, göz muayenesi açısından göz doktoruna gönderildiği, bu haliyle bebeğin hastane ve hekimin kontrolünde olup gerekli bütün girişimler ve tedavi açısından sorumluluklarının olduğu gözetilerek, ceza dosyasında belirtilen çocuk doktorunun özensizliği, göz doktorunun verdiği çelişki içeren teşhis vs. hep birlikte gözönünde bulundurularak, bu husuların açıklığa kavuşturulması ve bu çelişkilerin giderilmesi, tarafların kusurlu olup olmadıklarının net olarak belirlenmesi açısından yeniden inceleme yapılması gerekmektedir. O halde mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konusunda uzman içerisinde çocuk doktoru(yeni doğan), göz doktorunun da bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, dava konusu olayda davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalıların kusurlu olup olmadığının açık olarak belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi