Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4667
Karar No: 2019/3635
Karar Tarihi: 11.06.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/4667 Esas 2019/3635 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/4667 E.  ,  2019/3635 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK"nın 353/1.b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.06.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile İhbar Olunan ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, ehliyetsizlik, gabin ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanları... "in hastalığından, yaşlılığından ve zor durumda olmasından yararlanılarak 11.08.2014 tarihli vekalatname ile ihbar olunan ... "ü vekil tayin etmesinin sağlandığını ve vekilin anılan vekaletnameyi kullanarak murisin maliki bulunduğu 9924 ada 12 sayılı parseldeki dava konusu 4 nolu bağımsız bölümü 15/08/2014 tarihinde el ve işbirliği içinde olduğu davalıya satış suretiyle devrettiğini, ayrıca murisin vekaletname tarihinde hukuki ehliyeti haiz olmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişler, davacı ... yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları yargılamaya devam etmişlerdir.Davalı, vekili tanıdığını, ancak davacıların iddiasının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın satış bedelini elden vekile verdiğini ve iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İhbar Olunan, davacıların mirasbırakanının kendisini çevresine manevi kızı olarak tanıttığını, her türlü ihtiyacı için yardımda bulunduğunu, huzurevinde kalması ve hastalığının artması halinde güvence olması için dava konusu taşınmazı satmak istediğini bildirdiğini davalı ile elbirliği içinde olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, mirasbırakanın vekaletname tarihinde hukuki ehliyeti haiz olduğunun Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile belirlendiği, ayrıca diğer iddiaların da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince mirasbırakanın satış iradesinin olmadığı, vekil ile kayıt maliki davalının zararlandırma kastı ile el ve işbirliği içinde hareket ettikleri, temlikin bedelsiz, vekâlet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ... 7. Noterliğinin 11.08.2014 tarih ve 18961 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile ihbar olunan ... "ü vekil tayin ettiği ve maliki olduğu 9924 ada 12 sayılı parseldeki çekişme konusu 4 nolu bağımsız bölümü vekili ... eliyle davalı ..."a satış suretiyle devrettiği, murisin Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 06.07.2015 tarihli raporunda vekaletname tarihinde hukuki ehliyeti haiz olduğunun belirlendiği, mirasbırakanın 24.08.2014 tarihinde öldüğü ve geriye davacı kardeşleri ... ve ... "in kaldıkları ... "in de yargılama aşamasında, 24.08.2014, tarihinde öldüğü ve mirasçılarının yargılamaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.Somut olaya gelince; el yazılı düzenlenen ve mirasbırakanın isim ve soyisminin bulunduğu “Akrabalarımın dikkatine” başlıklı belgenin vekalet veren mirasbırakanın iradesini tespiti açısından önem arz ettiği açıktır.Hal böyle olunca, mirasbırakanın imzası bulunmayan “Akrabalarımın dikkatine” başlıklı belgenin mirasbırakanın elinden sadır olup olmadığının açıklığa kavuşturulması murisin el yazısı olduğu saptanır ise vekil ... "ün murisin iradesine uygun olarak devri gerçekleştirdiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının temyiz temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2.maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Başkan





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi