Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/11756 Esas 2019/14074 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/11756
Karar No: 2019/14074
Karar Tarihi: 03.12.2019

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/11756 Esas 2019/14074 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, hakkında yakalama kararı olduğu için yeğeni olan mağdurun kimlik bilgilerini görevlilere ibraz etmiş ve tutanaklar gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edilmiş. Sanığın bütün adli işlemleri gerçek kimlik bilgileriyle yapılmış olduğu için başkasının kimliğini kullanarak kendini suçsuz göstermediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun unsurları oluşmadığı için sanık, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi gereğince \"kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak\" kabahatini işlemiştir. Kanun maddeleri: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 268/1. maddesi, 206. maddesi, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi.
8. Ceza Dairesi         2017/11756 E.  ,  2019/14074 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur.
    Somut olayda, hakkında yakalama kararı bulunan sanığın, şüphe üzerine aracının görevlilerce durdurulması sonucunda, yeğeni olan mağdura ait kimlik bilgilerini görevlilere ibraz ettikten sonra, gerçek kimliğinin parmak izi mukayesesi sonucunda ortaya çıktığı, tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği olayda, sanık hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurlarının oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğunun gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre aynı Yasanın 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 16.05.2011 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CMUK.nın 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 03.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.