14. Hukuk Dairesi 2015/11932 E. , 2018/3018 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.07.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının 3680 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bahçesine ev yapmak isteyen davacının genel yola çıkışı bulunmadığını, taşınmazın bitişiğinde bulunan 4002 sayılı ..." ye ait parselden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı ... vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının maliki olduğu ... ili Söğüt ilçesine bağlı Oluklu köyünde bulunan 3680 parsel sayılı taşınmaz lehine dosya arasında yer alan 24/11/2014 imza tarihli 25/11/2014 havale tarihli kadastro uzmanı teknik bilirkişi rapor ve krokisinde pembe renkle gösterilen güzergahtan davalı adına kayıtlı olan olduğu ... ili Söğüt ilçesine bağlı ... köyünde bulunan 4002 parsel sayılı taşınmaz üzerinden rapor ve krokide belirtildiği şekilde 278,92.-m2"lik kısmından geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Somut olaya gelince, dosya içerisinde yer alan kroki ve raporlardan davacıya ait 3680 sayılı parselin yola ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazı ve çevresindeki tüm yolları gösteren geniş pafta suretleri ilgili Kadastro Müdürlüğü" nden getirtilerek dava konusu parselin civarlardan yola bağlantısı olup olmadığı araştırılmalı, geçit hakkı tesisi için daha uygun parsel bulunursa ilgili parseldeki tapu kayıt maliki de davaya dahil edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken; başkaca araştırma yapılmaksızın dava dilekçesinde belirtilen 4002 sayılı parselden geçit tesisi doğru değildir.
Kabule göre de; kurulan geçit hakkının 4002 sayılı parsel ile 3683 sayılı parsel arasında bulunan sınırın kenarında elektrik direğinin mevcut olması nedeni ile elektrik direği ile parsel arasında kalan kısımdan araç geçemeyeceği gerekçesi ile parsel bütünlüğü korunamayarak davalıya ait hali arazi vasfındaki 4002 sayılı parsel bölünmek sureti ile geçit tesis edilmesi yukarıda belirtilen bölünmezlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.
Mahkemece yukarıda açıklanan şekilde araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.