11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/859 Karar No: 2018/2107
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/859 Esas 2018/2107 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkum edildiği kararda, sanığın ceza miktarı bakımından yasal koşulları oluşmayan duruşmalı inceleme isteminin reddedildiği belirtiliyor. Kararda, özel belgede sahtekarlık suçu için ilgili belgenin Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerektiği vurgulanarak, suça konu bonoların hamiline düzenlenmiş olduğu ve ticaret hukukunda bunun mümkün olmadığı belirtiliyor. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Kararda, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 317. ve 321. maddeleri uyarınca temyiz istemlerinin reddedildiği ve hükmün bozulmasına karar verildiği kaydediliyor.
11. Ceza Dairesi 2016/859 E. , 2018/2107 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın ceza miktarı bakımından yasal koşulları oluşmayan duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE oybirliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü; I-Dolandırıcılık suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca, sanık hakkında mahkemece doğrudan hükmedilen 1.860TL adli para cezasına dair hükmün temyizi olanaklı bulunmayıp kesin nitelikte olduğundan sanık ve müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, II-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu"nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde yapılan sahtekarlığın resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtekarlık yapılması halinde fiil, özel belgede sahtekarlık suçunu oluşturacaktır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesinin 6. fıkrası uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlarının bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosyada mevcut suça konu bonolar incelendiğinde, bonoların hamiline düzenlenmiş olduğu, Ticaret Hukukumuzda bononun hamiline düzenlenmesinin mümkün olmadığı ve kimin emrühavalesine düzenlendiğinin belirtilmesi gerektiğinden suça konu senetlerde zorunlu unsurların bulunmadığının anlaşılması karşısında; eylemin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı; 2-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.