Esas No: 2019/716
Karar No: 2019/740
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2019/716 Esas 2019/740 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019 / 716 KARAR NO : 2019 / 740 KARAR TR : 25.11.2019 |
ÖZET : Davacı şirkete sigortalı işyerinin bulunduğu alanda yapılan yol çalışması sırasında, sigortalı işyerinin pis su giderine iş makinesi tarafından zarar verilmesi ve rögarla birleştiği yerin tıkanması nedeni ile işyerine sızan suların bilgisayar kasasına ve kamera kayıt cihazına zarar verilmesinde, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle oluşan ve sigortalıya ödenen maddi zararın, rücuen tazmini istemi ile açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : A.A. Türk Sigorta Şirketi
Vekilleri : Av. H.L.P., Av.D.P.
Davalı : Karayolları Genel Müdürlüğü
Vekilleri : Av. İ.K., Av.G.Ç.
O L A Y : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından İşyeri Yangın Sigorta Poliçesi ile korumalı, Anamur/Mersin adresindeki Yücelen Petrol Tic. Paz. Ltd. Şti."ne ait toptan satış merkezi işyerinin; 30/11/2015 tarihinde, sigortalı işyerinin idari binasının güney cephesi D400 Karayolu üzerinde belediyenin asfalt çalışması yaparken, eski asfaltın sökülüp asfalta paralel drenaj çalışması yapımı esnasında, sigortalı işyerinin pis su giderine iş makinaları tarafından zarar verildiğini ve rögarla birleştiği yerin tıkandığını, bu sebeple geri tepen ve sızan suların sigortalı işyerine dolması sonucu; 1 adet bilgisayar kasasının ve 1 adet 16’lı kamera kayıt cihazının hasarlandığını, olay yerinde yapılan inceleme sonucu hasar ekspertiz raporunda; D400 Karayolunda davalı idarenin asfalt çalışması yaparken, eski asfaltın sökülüp asfalta paralel drenaj çalışması yapımı esnasında, sigortalı işyerinin pis su giderine iş makinaları tarafından zarar verildiğinin ve rögarla birleştiği yerin tıkandığının, bu sebeple geri tepen ve sızan suların sigortalı işyerine dolması sonucu hasar verdiğinin tespit edildiğini; davalı idarenin asli kusuru neticesi oluşan tazminat miktarı olan 2.084,00 TL.nin şirket tarafından Karayolları 5. Bölge Müdürlüğünden talep edildiğini ancak herhangi bir cevap verilmediğini, aynı talebin Mersin Büyükşehir Belediyesinden talep edildiğini ancak gelen cevabi yazıda; "Bahse konu Anamur ilçesi, Alparslan Türkeş Bulvarı karayolları hizmet ağı içerisinde bulunduğundan ve 5. Bölge Müdürlüğü tarafından asfaltlama çalışması yapıldığı, karayollarına ait makinelerin olay yerinde hasara yolaçtığı, konunun ilgisi nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğünce değerlendirilebileceği, idaremizin hukuki bir görev ve sorumluluğunun olmadığı, talep edilen bedelin Belediyemizce ödenmesi mümkün değildir." denilerek talebin reddedildiğini, söz konusu hasar nedeniyle yaptırılan ekspertiz sonucunda belirlenen 2.084,00 TL nin sigortalıya 21/12/2015 tarihinde ödendiğini, bu nedenle davalı idarenin yetersiz ve yanlış çalışma ile hasara sebep olduğundan bahisle; 2.084,00 TL. zararın, davalıya başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
MERSİN 1.İDARE MAHKEMESİ: 15.6.2017 gün ve E:2016/1529, K:2017/1200 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1., 2., 10., 19.1.2011 günlü Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. ve geçici 21. maddesi hükmüne; ayrıca 2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin iptal istemini reddettiği 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararına yer verdikten sonra; “Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 26.09.2016 tarih ve li:2016/403, K:2016/436 sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle, davanın 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine Konya Bölge İdare Mahkemesi 4.İdari Dava Dairesince, 12.10.2017 gün ve E:2017/4024, K:2017/3746 sayı ile, istinaf istemi kesin olarak reddedilen karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.
Mersin 5.Asliye Hukuk Mahkemesi: 19.6.2018 gün ve E:2017/442, K:2018/166 sayı ile, "(...) Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; işletmeyenin ait pis su giderinin, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce tarafından yol bakım çalışması esnasında zarar verilmesi ve akabinde iş yerinde oluşan zarar nedeni ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce bakım ve temizliğinin gerektiği gibi yapılmaması sonucunda zararın gerçekleştiği iddia edilmiş olması bakımından KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu an: aşılmaktadır.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın çözümü idari yargı yolu olduğundan REDDİNE,
2-2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. Maddesi uyarınca Mersin 1. İdare Mahkemesinin 2016/1529 esas ve 2017/1200 karar sayılı kararı ile Mahkememiz dosyası arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından dolayı görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine..." karar vermiş, istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi: 12.2.2019 gün ve Dosya No:2018/1273, K:2019/158 sayı ile, "(...) Bu durumda eldeki davada, kendisine ikinci dava açılan Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce, Mersin 1. İdare Mahkemesi’nin 2016/1529-2017/1200 EK sayılı dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, Mersin 1. İdare Mahkemesi’nin kararının kesinleşmiş olması halinde elinde derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamanın durdurulmak suretiyle (UMK m. 19/1), dosyanın kül halinde, yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi, verilecek kararın beklenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 17.HD"sinin 2018/4883-10588 kararı bu yöndedir) davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin esası incelenmeksizin kabulü ile;
Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 19/06/2018 tarih, 2017/442 Esas, 2018/166 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının mahkemesine GÖNDERİLMESİNE...." karar vermiştir.
MERSİN 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 3.10.2019 gün ve E:2019/137 sayı ile, yargılamanın durdurularak yargı yolunun belirlenmesi amacıyla dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan 25.11.2019 günlü toplantısında:
I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Asliye Hukuk Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli yargı dosyasının Mahkemece, ekinde idari yargı dosyasının temin edilmeden gönderildiği görülmekte ise de; davaya ilişkin bilgi ve belgelerin dosyada yer aldığı anlaşıldığından ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esası esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacı şirkete sigortalı işyerinin bulunduğu alanda yapılan yol çalışması sırasında, sigortalı işyerinin pis su giderine iş makinesi tarafından zarar verilmesi ve rögarla birleştiği yerin tıkanması nedeni ile işyerine sızan suların bilgisayar kasasına ve kamera kayıt cihazına zarar verilmesinde, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle oluşan ve sigortalıya ödenen 2.084,00-TL. maddi zararın, rücuen tazmini istemiyle açılmıştır.
İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından İşyeri Yangın Sigorta Poliçesi ile korumalı, Anamur/Mersin adresindeki Yücelen Petrol Tic. Paz. Ltd. Şti."ne ait toptan satış merkezi işyerinin bulunduğu alanda yapılan yol çalışması sırasında, söz konusu işyerinin pis su giderine iş makinesi tarafından zarar verilmesi ve rögarla birleştiği yerin tıkanması nedeni ile işyerine sızan suların bilgisayar kasasına ve kamera kayıt cihazına zarar verdiği; hasar miktarının davacı şirket tarafından sigortalıya ödendiği, olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle 2.084,00-TL maddi zararın, davalı idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikle rücuen tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.
Öte yandan, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.
Belirtilen durum karşısında, Mersin 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Mersin 1.İdare Mahkemesinin 15.6.2017 gün ve E:2016/1529, K:2017/1200 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Mersin 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Mersin 1.İdare Mahkemesinin 15.6.2017 gün ve E:2016/1529, K:2017/1200 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.11.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Aydemir Nurdane Ahmet
TUNÇ TOPUZ ARSLAN