Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2020/3416
Karar No: 2022/2497
Karar Tarihi: 12.04.2022

Danıştay 4. Daire 2020/3416 Esas 2022/2497 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/3416 E.  ,  2022/2497 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2020/3416
    Karar No : 2022/2497

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    (... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: ... Özel Eğitim Hizmetleri Ticaret A.Ş.'nin ödenmeyen vergi borcu nedeniyle kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına vergi inceleme raporuna dayanılarak re'sen tarh edilen 2016/1-3 dönemi vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; asıl amme borçlusu şirket hakkında "Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında mal varlığına dahil edilmesi gereken mal, hak ve alacaklar ile borçlarının olup olmadığının araştırılması" konulu ... tarih ve ... sayılı Görüş ve Öneri Raporu düzenlendiği, düzenlenen inceleme ve değerlendirme raporunda kurumun toplam malvarlığı ile borçları tespit edilerek belirtilen tahsilat, takip ve ödeme işlemlerinin İl KHK İşlemleri Bürosunca gerçekleştirilmesi gerektiği sonucuna varıldığı görülmüş ise de; davalı idarece İl KHK işlemleri Bürosunca rapor doğrultusunda ne tür işlemler yapıldığı, tahsilat ve ödemelerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, taşınır ve taşınmaz varlıklarının nakde dönüştürülüp dönüştürülmediği, dolayısıyla usulünce bir tasfiye sürecinin işletilerek tasfiyenin sonuçlandırıldığı ortaya konulamadığından tasfiyenin sona erdiğinin kabulünün mümkün bulunmadığı, bu itibarla asıl mükellefin tasfiye edilme koşulu gerçekleşmemiş olup, davalı idare tarafından ilgili dönemde şirket kanuni temsilcisi olduğu kabul edilen davacının bu aşamada şirket adına önerilen vergi ve cezalardan sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığından davacı adına tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinde öngörülen tasfiyeye ilişkin işlemler yerine getirilmeden tasfiyenin sona erdiğinin kabulü mümkün olmadığından, davacı adına tarh edilen verginin doğduğu tarihte (2013/Temmuz-2014/Haziran özel hesap döneminde) yürürlükte olan 5520 sayılı Kanunun 17. maddesinin 9. fıkrasında öngörülen, asıl borçlu mükellefin tasfiye edilme koşulu gerçekleşmemiş olup bu aşamada, bir dönem yönetim kurulu üyesi bulunduğu şirketin ticaret sicilinden kaydının silindiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olarak anılan 9. fıkra hükmü uyarınca davacı adına vergi salınmasına ve cezaların davacı adına kesilmesine hukuken olanak bulunmadığı, bu itibarla, anılan şirketin ticaret sicilinden silinmesinden önceki 2013/Temmuz-2014/Haziran özel hesap dönemine ilişkin olarak davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf isteminin gerekçeli reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl amme borçlusu olan ... Özel Eğitim Hizmetleri Tic. AŞ'den tahsil imkanı kalmayan amme alacakları için 667 ve 670 sayılı KHK kapsamında ticaret sicil kaydı silinen tüzel kişi mükellefler hakkında ticaret sicil kaydının silinmesinden önceki dönemlerde ilgili vergi borçlarının meydana gelmesine yönelik yani cebren tahsil aşamasından önce 213 sayılı Kanuna göre yapılacak işlemlerin ilgili yasal temsilci adına yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle, küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
    01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 365. maddesinde, "Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur."; 367. maddesinde, "Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. ....Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir."; "Temsil yetkisi" başlıklı 370. maddesinde de, "Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır." hükümlerine yer verilmiştir.
    Bu hükümler uyarınca, anonim şirketlerde, temsil ve ilzam yetkisinin yönetim kurulu üyelerinden bir kısmına ya da müdür sıfatıyla üçüncü bir kişiye verilebilmesi mümkün olup, bu yetkinin verilmesi halinde asıl borçludan alınamayan vergi borçlarının tahsili amacıyla ancak temsil ve ilzam yetkisi taşıyan kişiler nezdinde takip yapılabilecektir. Dolayısıyla, yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen bu tür bir yetkisi bulunmayan kişilerin kanuni temsilci sıfatıyla şirket borçlarından sorumlu tutulabilmesi mümkün değildir.
    Dosyanın incelenmesinden, 05/05/2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre şirketi yönetim kurulunun temsil edeceğine karar verildiği, şirket yönetim kurulu başkanının ..., yardımcısının ..., üyenin ... ve genel müdürün ... olduğu, 22/12/2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli Gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu ve genel müdürün ... olarak atandığı, 19/09/2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu ve genel müdürün ... olarak atandığı, 26/02/2014 tarih 8516 sayılı Gazeteye göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli Gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu, 01/04/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre şirket yönetim kurulu başkanının ..., üyenin ... olduğu ve diğer üyeliğe 10/02/2017 tarihine kadar davacı ...'nin seçildiği ve genel müdürün .. olduğu, seçilen yönetim kurulu üyelerinden ... ve ... 'ın yetkilerinin devamına ve genel müdürün de bu ikisinden herhangi birinin imzası ile müştereken salahiyetli sayıldığına karar verildiği, 23/12/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre şirket yönetim kurulu başkanının ..., yardımcısının ..., üyenin ... olduğu, seçilen yönetim kurulu üyeleri ... ve ... 'ın herhangi birisinin atacağı müşterek imzası ile salahiyetli sayılmalarına, genel müdürün aksi karar alınana kadar yönetim kurulu üyelerinden ... ve ... 'ın herhangi birisinin atacağı imza ile müştereken yetkisinin devamına karar verildiği, 19/04/2016 tarihli Ticaret sicil Gazetesine göre ... Sulh Ceza Hakimliği'nin kararına istinaden yönetim kurulunun yetkilerine son verilerek, şirkete kayyım atandığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yer verilen hususlar birarada değerlendirildiğinde, davacı ... 'nin ... Özel Eğitim Hizmetleri Tic. A.Ş.'nin uyuşmazlık konusu dönemde yönetim kurulu başkanlığı veya yönetim kurulu üyesi olmadığı açıkça görüldüğünden, idarenin de aksini ortaya koyacak başka bilgi/belge sunamadığı dikkate alındığında davacı adına söz konusu şirketin kanuni temsilcisi olduğundan bahisle yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığından sonucu itibariyle Vergi Dava Dairesi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi