Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapılmış, borçlulara 7 örnek ödeme emri tebliğ edilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan .... Bankası A.Ş. Yönetim Kurulu kararının incelenmesinden, şubelerin genel müdürlük adına ve onu temsilen hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Buna göre takibin, T. İş Bankası A.Ş"ni temsilen İstanbul Kurumsal Şubesi tarafından kullandırılan kredi alacağına dayandığı açık olup, şube adının ödeme emri ve takip talebinde gösterilmesinin, kredi kullanılan şubenin ve adresinin belirtilmesi amacına yönelik olduğu düşünülmelidir. Takibin alacaklısı ise, .... Bankası A.Ş"ni temsilen işlem yapan banka şubesi değil; tüzel kişiliği haiz ... Bankası A.Ş"dir. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına yol açacağı kuşkusuzdur.
O halde mahkemece, tüzel kişiliği temsilen hareket eden banka şubesinin  tüzel kişiliğinin olmadığı ve dolayısıyla aktif takip ehliyeti bulunmadığı gerekçe gösterilerek takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/01/2013  gününde oybirliğiyle karar verildi.