
Esas No: 2020/8820
Karar No: 2022/1139
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/8820 Esas 2022/1139 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2020/8820 E. , 2022/1139 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın hizmet kusuruna dayandığından idari yargının görevli olduğu belirtilerek reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Tekirdağ İli, Çorlu İlçesi, Kazımiye Mahallesi 340 ada 1 parsel sayılı 2/24 arsa paylı dubleks konut nitelikli bağımsız bölümün 01.07.2004 tarihinde dava dışı Havva Nalbant Tekin adına tescil edildiği, 17.09.2009 tarihinde satış yoluyla davacıya devredildiği, davacının Silivri 3. Noterliğince düzenlenen 26 Eylül 2021 tarih ve 08766 yevmiye numaralı vekeletname ile dava konusu taşınmazı satmak üzere Ürfan Badur Alkan’ı vekil tayin ettiği, yine Silivri 3. Noterliğince düzenlenen 06.11.2012 tarih ve 09953 sayılı azilname ile de adı geçeni azlettiği, ancak adı geçen tarafından dava konusu bağımsız bölümün 05.12.2012 tarihinde dava dışı Sadi Bodur’a satıldığı, eldeki davanın 19.08.2013 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya arasında bulunan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Başmüfettişliğinin 11.11.2013 tarih ve 13 sayılı ön inceleme raporuna göre, sistemde azlin mevcut olduğu, kaldı ki memurun defter halinde tutulan aziller siciline de bakması gerektiği’nin tespit edildiği, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri Daire Başkanlığının 02.12.2013 tarih ve 2164 sayılı yazısı eki veri tabanı raporuna göre ise TAKBİS veri tabanına azledilen tarafın adının ‘Ürfan Badur’ soyadının ‘Alkan’ olarak yazıldığı, satış işlemi esnasında ise adı ‘Ürfan’ Soyadı ‘Badur Alkan’ olarak sisteme girildiği, isim ve soy isim alanı farklı girildiğinden görevli memurun uyarılamadığının anlaşıldığı tespit edilmiştir.
4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Bunun yanı sıra, her ne kadar davacı, vekillikten azledilen dava dışı üçüncü şahsın eylemi nedeniyle zarara uğramışsa da kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Bu nedenle, somut olayda 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle Hazinenin sorumluluğu söz konusu olduğundan Hazine hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine dair hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.