Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4772
Karar No: 2019/2703
Karar Tarihi: 11.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4772 Esas 2019/2703 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/4772 E.  ,  2019/2703 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili, davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu/ kardeşi ..."e çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı anne babanın ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldığını ve cenaze gideri yapmak zorunda kaldıklarını, tüm davacıların manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 300,00 TL. maddi ve toplam 135.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 16.12.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 71.910,70 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında gerçek zarardan sorumlu olduklarını, davacı tarafın zararı ispat etmesi gerektiğini, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar ... ve ... vekili, davaya konu kazada davalı sürücünün kusuru bulunmadığını, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 27.841,42 TL. ve Ersin için 31.524,78 TL. destekten yoksun kalma tazminatının yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, 350,00 TL. cenaze giderinin yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, tazminatların dava dilekçesine konu edilen bölümüne sigorta şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden faiz işletilmesine, ıslah ile artırılan bölümlerine ise ıslah tarihinden faiz işletilmesine; davacı ... ve ... için 45.000,00"er TL. ile davacı ... için 30.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."tan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ...Ş. vekilinin temyiz talebi yönünden; davalı vekili tarafından, mahkemece verilen 24.02.2015 tarihli kararla ilgili temyiz dilekçesinin, HUMK"nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal sürede verildiği, davalı vekilinin temyiz başvurusu yaparken temyiz yoluna başvuru harcı ile birlikte maktu temyiz karar harcı yatırdığı ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği; eksik harcın tamamlanması konusunda işlem yapılmak üzere Dairemiz"ce verilen geri çevirme kararından sonra, davalı vekiline eksik harcın iki haftalık kesin sürede yatırılması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağı ihtarını içeren 04.09.2018 tarihli muhtıranın, 10.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği; davalı vekilinin 18.09.2018 tarihinde harç ikmalini yaptığı görülmektedir.
    6100 sayılı HMK"nun 90/1. maddesindeki hakimin kanunla belirlenen süreleri artıramayacağı düzenlemesi ve bu şekilde belirlenen bir sürenin davanın taraflarına hak bahşetmeyeceği dikkate alındığında, eksik harcın tamamlanması işleminin 7 günlük yasal sürede yapılması gerekir. HUMK"nun 434/3. (yeni 6100 sayılı HMK"nın 344.) maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin uygulanmasına rağmen, davalı tarafın 7 günlük yasal kesin sürede eksik temyiz karar harcını yatırmamış olması karşısında; davalı tarafın temyiz isteminin reddi yönünde mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, eksik temyiz karar harcını yasal sürede ikmal etmemiş olması nedeniyle, davalı ...Ş. vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin hesaplanmasında, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği PMF 1931 Yaşam Tablosu"nun kullanılmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki (3 ve 4 nolu) bentlerinin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, davaya ve ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat için temerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde istenen maddi tazminat miktarına, dava ve kaza tarihinden; ıslah ile artırılan bölüme ise, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Diğer taraftan, araç işletenine düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alan davalı trafik sigortacısı bakımından ise, davadan önce başvuru olmadığı için, gerek davaya gerekse ıslaha konu edilen maddi tazminatın tamamı için, dava tarihinden temerrüt faizine karar verilmesi gerekir. Bu itibarla, davalıların temerrüt tarihleri doğru biçimde saptanmış olmakla birlikte, maddi tazminatın tamamı yerine sadece dava dilekçesine konu edilen kısımlarına temerrüt tarihinden faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    4-İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların, usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak, her bir davacı yönünden lehine hükmedilen manevi tazminat miktarına göre nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Somut olayda, her bir davacı lehine hükmedilen manevi tazminat için ayrı ayrı ve nisbi vekalet ücreti takdiri gerekirken, toplam manevi tazminat miktarı üzerinden ve hatalı biçimde tek maktu vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değildir.
    5-Destekten yoksunluk zararının hesabında, müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Dava dilekçesinde desteğin, davacılara ait ... Ticaret adlı işletmede yöneticilik yaptığı, işletmenin kazancını bedensel katkısı ile artırdığı ve gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğu iddia edilmiş; hükme esas alınan 12.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise, gelen oda cevabı ile tanık anlatımları gereği, desteğin asgari ücretin iki katı gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
    Dosya kapsamında bulunan desteğe ait SGK hizmet döküm cetvelinde; kazadan önceki aya ait 8 günlük çalışması için 223,20 TL. kazanç üzerinden priminin yatırıldığı; anılan bedel üzerinden oranlama yapıldığında, desteğin prime esas kazancının o tarihteki asgari ücret düzeyinde olduğu; bu tarihten önceki 1 yıl içinde desteğin çalışmasının bulunmadığı görülmektedir. Davacılara ait nalburluk işinin yürütüldüğü işletmenin, davacı baba tarafından işletilmeye devam edildiği, diğer davacı eşinin de işletmede yardımcı olduğunun kolluk tutanağı ile saptandığı ve desteğin resmi kurumlara bildirilen kazanç tutarı dikkate alındığında; sadece tanık anlatımları ile emsal araştırmasında soyut biçimde saptanan gelir üzerinden değil, resmi kayıtlardaki kazanç tutarı olan asgari ücret üzerinden hesaplamanın yapılması gerektiği gözetilmelidir.
    Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; desteğin ölümünden önce elde ettiği gelirin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek, bu gelir üzerinden hesaplama yapılması konusunda, rapor düzenleyen aktüerya uzmanından ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan rapor doğrultusunda, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    6-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacılar yakınının ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, ölenin anne babası ve kardeşi olan davacılar için toplam 135.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek
    hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların oğlu/ kardeşi olan yakınlarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurularak davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekilinin temyiz isteminin, yasal kesin sürede eksik temyiz karar harcının ikmal edilmemiş olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar yararına; (5) ve (6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılara geri verilmesine 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi